Sağlık turizmi açısından her dönemde önemli olan kaplıcalar, her şeyin doğalına yöneldiğimiz bugünlerde daha da fazla ilgi görmeye başladı. Jeotermal kuşak üzerinde olan Türkiye, 1300’e yakın farklı sıcaklık ve içeriklerden oluşan doğal kaynak suyuna sahip, ve termal kaynaklar açısından Avrupa’da ilk sırada yer alıyor. Romatizma, sinir sistemi rahatsızlıkları, solunum yolu hastalıkları gibi birçok hastalığa iyi gelen bir “termal cennet” diyebileceğimiz ülkemizin şifa dolu kaplıcalarını bir sonraki tatiliniz için listeledik...
Kaplıca denince Türkiye’nin ilk akla gelen şehirlerinden olan Afyon, sadece ülke içinden değil, yurt dışından da çok ilgi görüyor ve her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor. Çok sayıda termal kaynağa sahip olan Afyon’un en ünlüsü Sandıklı Kaplıcası. Su sıcaklıklığı 42 ile 53 derece arasında değişen termal kaynak; felç, faranjit, deri hastalıkları başta olmak üzere birçok hastalığa şifa dağıtıyor. Sandıklı (Hüdai) Kaplıcası için, termal suların en şifalısı olduğu söyleniyor ve yüksek kükürt oranıyla gençlik-güzellik iksiri olarak biliniyor. Sandıklı Kaplıcası’nı diğer kaplıcalardan ayıran en önemli özelliği ise, ünü dünyaya yayılmış çamur banyoları. Ortopedik operasyonlar ve spor yaralanmalarında şaşırtıcı derece iyileştirici etkisi olduğu görülüyor.
Afyon - Antalya Karayolu’nun 65. kilometresinde bulunan kaplıcanın çevresinde konaklama imkanı sunan çok sayıda otel bulunuyor.
Tüm dünyanın bildiği ve yerli-yabancı turistin uğrak noktalarından olan Pamukkale, şifası yüzyıllar önce keşfedilmiş, karstik alanlardan çıkan termal suların oluşturduğu pamuk görünümlü kalker tüfleriyle Denizli’nin en ünlü termal kaynağı olarak biliniyor. Pamukkale merkeze 18 km. uzaklıkta buluna travertenler, kireç çözeltisinin oluşturduğu görüntüsü sebebiyle de görenleri büyülüyor. Pamukkale’nin kaplıca suyu; kalp ve damar, dolaşım sistemi, romatizmal hastalıklar ve astım hastalıklarında tedavi amaçlı kullanılıyor.
Görsel: Kızılcahamam Belediyesi
Ankara, şifalı sularıyla dünya sıralamasında önde gelen şehirlerden biri. Kızılcahamam ise, artık marketlerde bile rastlayabildiğimiz doğal içilebilen maden sularıyla meşhur. Ankara’nın kuzeyinde bulunan Kızılcahamam Kaplıcası, Roma ve Selçuklular zamanında da işletildiği bilinen Büyük ve Küçük Kaplıca’dan oluşuyor. Özellikle yaz ve sonbahar dönemlerinde ziyaretçi akınına uğrayan kaplıcanın, modern konaklama tesislerinde şifalı bir tatil yapma şansınız var. 36 ile 50 derece arasında olan sıcak suların, karaciğer ve kalp hastalıklarından kadın hastalıklarına kadar birçok hastalığa iyi geldiği biliniyor.
Görsel: Oylat.com
Çok eski bir geçmişe sahip olan Oylat Kaplıcası, Bursa’nın İnegöl’e çok yakın bir bölgesinde bulunuyor. Bu kaplıcanın suyuyla ilgili ölecek hastaları bile iyileştirdiğine dair bir inanış var. Mükemmel bir doğanın içinde bulunan Oylat Kaplıcası, sadece şifalı suyuyla değil temiz havası ve ormanın içinde bulunan yürüyüş parkuruyla da, sakin ve şifalı bir tatil için doğru adres. Osmanlı dönemindeki hamam kültürünü devam ettiren kaplıcanın 40 derece olan suyunun, özellikle ağrılı sinir hastalıkları için etkili olduğu biliniyor. Kaplıcaya 1 saatlik mesafede bulunan Oylat Şelalesi ve Oylat Mağarası’nı da görmeyi ihmal etmeyin.
Ağrı’nın Diyadin ilçesinde bulunan Diyadin Kaplıcaları, Ağrı il merkezine 60 km. uzaklıkta bulunuyor. Ağrı’nın soğuk havasından sonra, şifa dağıtan sıcak sularında zaman geçirmek hem ruhunuzu hem vücudunuzu yenileyecek. Cilt hastalıkları, romatizma, kadın hastalıkları, kemik ve kireçlenme hastalıkları, siyatik ve metabolizma bozukluğu gibi hastalıklarının tedavisinde yararlanılan Diyadin Kaplıcaları’nın şifalı suyu, ayrıca maden suyu niteliğinde. 12 ay boyunca hizmet veren tesiste konaklama imkanınız da bulunuyor.
Görsel: e-yalova.com
Yalova’nın Armutlu ilçesinde bulunan Armutlu Kaplıcası, ilçe merkezinin 4 km. kuzeyinde kalıyor. Türkiye’nin ilk kaplıca tesislerine ev sahipliği yapan Yalova’nın ünlenmesi Atatürk’ün burayı ziyaretiyle başlıyor. Termal bölge, 1. dereceden doğal, tarihi ve arkeolojik sit alanı. İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlere yakınlığı dolayısıyla yerli turistin sık sık ziyaret ettiği bölge, yabancı turist tarafından da tercih edilen sağlık turizmi noktalarından.
Armutlu Kaplıcası, radyoaktivitesi yüksek kaplıcalar sınıfında bulunuyor. Asidin vücuttan atılmasında, sinirler üzerinde, iltihabi hastalıklarda ve kadın hastalıklarında, mide ve bağırsak hastalıklarında, yaraların iyileşmesinde, karaciğerin düzenli çalışmasında, hormonların iyileşmesinde yararlı olmasına rağmen; kanser, verem ve ilerlemiş kalp hastalıklarına iyi gelmeyebilir. Bölgede konaklamak için birçok lüks tesis var.
Denizli’nin Pamukkale ilçesinde bulunan Hayıtlı Kaplıcası, Pamukkale’nin beyaz görüntüsünün tam tersi olarak, çıkan suyun kızıl renge sahip olması sebebiyle küçük kırmızı travertenlere sahip. Şifalı suya bu rengi demir oranı yüksek metamorfik kayalar veriyor. Bölgenin toprağı da kırmızı renkte olduğu için, normal havuzlarının aksine burada kırmızı çamur havuzları görüyorsunuz. Karahayıt Kaplıcası’nın suyunun; kalp, damar sertliği, yüksek tansiyon, romatizma-siyatik, deri sinir, lumbago gibi hastalıkların yanı sıra; uyuz, sivilce, kaşıntı gibi deri hastalıklarına iyi geldiği biliniyor.
İstanbul’un Termali: Tuzla Kaplıcaları - İstanbul
Görsel: İstanbul Medikal Termal
Özellikle İstanbul’da yaşayanlar tarafından, yakınlığı dolayısıyla hafta sonları günübirlik geziler için bile tercih edilen Tuzla Kaplıcaları, şifalı sularıyla sadece İstanbulluların değil, yerli ve yabancı turistin de büyük ilgisini çekiyor. Sodyum oranı yüksek olan suyun, astım gibi üst solunum yolu hastalıklarının yanı sıra metabolizma ve cilt hastalıklarında da iyileştirici etkisi görülüyor. Tesiste aynı zamanda termomineral bir havuz da bulunmakta.
Görsel: Bolu Termal Otel
Bolu’ya 5 km. uzaklıkta bulunan Karacasu Kaplıcaları, Büyük ve Küçük Kaplıca olmak üzere iki kaplıcadan oluşuyor. Karadeniz’in muhteşem doğasının içinde, ormanlarla kaplı bir çevrede bulunan Karacasu Kaplıcaları’nın bulunduğu bölge “termal turizm merkezi” seçilmiş olup; burada Sağlık Bakanlığı’na bağlı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi bulunuyor. Kaplıcanın termal suyunun; beyin ve sinir cerrahisi sonrasıdaki uzun süreli hareketsiz kalma durumlarında, stres bozukluğu ve spor yaralanmalarında tedavi edici etkisi olduğu biliniyor. Termomineralli bu suyun içme kürü olarak da iyileştirici etkisi olduğu var; ayrıca çok lezzetli ve şişelendiğinde uzun süre tadı bozulmadan saklanabilen bir su. Karacasu Kaplıcası’na gittiğinizde, Karadeniz’in eşsiz doğasının da tadını çıkarmayı unutmayın.
Balıkesir’in Gönen ilçesinde bulunan Gönen Kaplıcası’nın suyundan hem içerek hem de banyo yaparak faydalanılabiliyor. Sodyum sülfat ve sodyum bikarbonat açısından zengin değerlere sahip olan termal suyun sıcaklığı çok yüksek olduğundan (73 derece), banyo için havuzlarda soğutulmuş su kullanılıyor. Gönen Kaplıcası’nın suyu 2012 yılında “dünyanın en mineralli suyu” suyu olarak tescillendi. 600 metrekarelik bir alana yayılan kaplıca, aynı zamanda “doğa harikası” olarak isimlendiriliyor. Mineralli suyun içilmesi, hazımsızlık ve bağırsak hastalıklarına iyi geldiği gibi; banyo yapılarak kullanıldığında kireçlenme gibi rahatsızlıklara ve ruhsal hastalıkların verdiği sıkıntılara çare olduğu biliniyor. Gönen'e gitmeden önce Gönen otobüs bileti sayfamızı incelemenizi öneririz.
directions_bus
200'den fazla
Otobüs Firması
lock
Güvenli Ödeme
(0 Komisyon)
done
Kolay ve hızlı bilet alma
event_busy
Online İptal Kolaylığı