Psidia’nın en iyi korunmuş kentlerinden biri olan Sia Antik Kenti kiliseleri, mezarları, kenti saran büyük sur duvarları ile ziyaretçilerini bekliyor. Çam ormanları ile çevreli bu antik kente gittiğinizde kendinizi gerçekten o dönemde hissedeceksiniz.
Burdur’da yer alan antik kentlerden biri olan Sia Antik Kenti, Bucak ilçesi sınırları içerisindeki Kızılkaya bucağına bağlı Karaot Köyü’ndedir. Bu antik kentin Burdur’a uzaklığı yaklaşık 100 kilometredir.
Taştandam adıyla da bilinen Sia Antik Kenti, Taştandam tepesi ile bu tepenin güney ve batı etekleri üzerinde kurulmuş. Tarihi Helenistik döneme kadar uzanan bu antik kentin MS. 5’inci yüzyıla kadar yaşadığı tahmin ediliyor. Bir Pamfilya kenti olan Sia’nın kuzey, doğu ve güney kayalıkları güçlendirilmiş surlarla çevrili. 2 veya 3 katlı olan bu surların oldukça dikkat çekici olduğunu söylemeliyiz.
Sia Antik Kenti’nin eteklerinde, biraz daha düz ve çamlık olarak nitelendirebileceğiniz yerler kentin nekropol (mezarlık) alanıdır. Dönemin mezar anıtlarını bu alanda görebilirsiniz.
Bölgedeki diğer antik kentler gibi Roma ve Helenistik dönemlerine ait kalıntıları görebileceğiniz Sia Antik Kenti’ndeki kalıntıların büyük bölümü çok iyi korunarak günümüze kadar gelmeyi başarabilmiş. Bunun nedeni olarak ise, antik kentin yerleşim yerinden uzaklığı ve ulaşım için yolunun olmayışı gösteriliyor.
Burdur’a giden herkesin mutlaka görmesini tavsiye ettiğimiz bu antik kentte ayakta kalmayı başaran kalıntılar: Tüm kenti saran sur duvarları, Helenistik döneme ait olan ve batı kapısının her iki tarafında yer alan 2 katlı kule ile giriş kapısıdır. Sia Antik Kenti’nde ilgi gören bir diğer bölüm ise, 3’üncü yüzyılda inşa edildiği düşünülen hamamdır.
Sur duvarlarının hem içinde hem de dışında ev kalıntıları bulunuyor. Yapıların zemin katlarında bulunan üç veya beş odaya girişi sağlayan açık avlulara ve çatılarda biriken yağmur suları ile beslenen şişe biçimli sarnıçlara sahip olmaları bu evlerin ortak özellikleri olarak karşımıza çıkıyor. Sia Antik Kenti’ndeki Roma Dönemi öncesine ait tek yapının Meclis Yapısı (Bouleuterion) olduğu biliniyor.
Edward V. Berard tarafından keşfedilen Sia Antik Kenti, o dönemde Osiènoi ismiyle tanıtılmış. Berard kentte 1889 ve 1890 yıllarında yürüttüğü araştırmalarla ilgili olarak 1891 ve 1892 yıllarında iki bölüm halinde makale yayınlamış. 1954 yılına gelindiğinde ise, George Bean, Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün daveti üzerine Burdur Belediyesi binasında incelediği yazıtları yayınlamış ve ardından bölgede birtakım araştırmalar yapmış. Bu araştırmalar sırasında, Berard tarafından belirlenen kentin Karaot yakınındaki kalıntılar olduğunu fark etmiş ve kalıntıların Sia'ya daha yakın olmasına dayanarak bölgenin Sia kenti olduğunu söylemiş. Bu olayın ardından bölgede araştırma yapan kişiler kente Sia demeye devam etmiş.
Bölgede yapılan araştırmaların en kapsamlısı Pisidia Survey projesi kapsamında Exeter Üniversitesi'nden Stephen Mitchell tarafından gerçekleştirilmiş. 1982 yılında bölgede çalışmaya başlayan Mitchell, toplamda 11 dönem süren Pisidia Yüzey Araştırmaları'nı tamamlamış. Bu çalışmaların 1995 ve 1996 yıllarındaki son iki sezonu Sia ve civarında yürütülmüş.
Bu araştırmaların sonucunda Mitchell, Sia’nın arkeolojik olarak Pisidia'nın en iyi korunmuş şehri olduğunu iddia etmiş. Gerçekten de günümüze kadar sağlam bir şekilde ulaşan kalıntılar görüldüğünde bu ifadelerin sadece iddia olarak kalmadığı, gerçek olduğu anlaşılıyor.
Çam ve karaçam ormanları içerisinde yer alan Sia Antik Kenti’nde yapacağınız gezi sonrası kendinizi çok iyi hissedeceğinizi garanti edebiliriz.
Sia Antik Kenti’ne gidişte sizi zorlu bir parkurun beklediğini söylemeliyiz. Bu nedenle eğer imkanınız varsa bir arazi aracıyla ve rehber eşliğinde yola çıkmanız yararınıza olacaktır. Bu uyarı yaptıktan sonra gelelim nasıl gideceğinize…
Bucak girişinden yaklaşık 30 kilometre sonra, sol tarafta “Sia” levhası göreceksiniz. Bu levhanın gösterdiği noktadan içeriye girdikten 2 kilometre sonra karşınıza “Karaot Köyü” levhası çıkacak. Karaot Köyü levhasının gösterdiği yerden sağa dönmelisiniz. İlerlediğinizde karşınıza çıkacak olan ilk yol ayrımından sola dönmeniz ve Karaot levhalarını takip etmeniz gerekiyor. Yolun bu aşaması Torosların eşsiz manzarası eşliğinde sürecek olsa da, asfaltı bozulmuş bir dağ yolunda olduğunuzu unutmamalısınız. Bu yolun 13’üncü kilometresinde Karaot Köyü’nün girişine ulaşmış olacaksınız. Köyün içinden geçip yeniden ormanlık dağ yolundan devam etmelisiniz. Bu yol üzerinde bazı dar yol ayrımları görebilirsiniz. Ancak sizin bu dar yol ayrımlarına girmeden, sağ taraftaki geniş yoldan devam ederek ilerlemeniz gerekiyor. Yolun 16’ıncı kilometresinde, sağ tarafta sık orman örtüsü içinden girilen dar bir yol göreceksiniz. Bu yol sizi Sia Antik Kenti’ne ulaştıracaktır. Ancak burada oldukça dikkatli olmanız gerekiyor. Yol çok dar olduğundan fark etmeden geçebilirsiniz. Ne yazık ki yol üzerinde herhangi bir levha bulunmuyor.
En başta da söylediğimiz gibi, Sia Antik Kenti’ne giden yolun büyük bölümünde asfalt bozuk. Bu nedenle özellikle parkurun son bölümünü arazi aracı ile gitmeniz güvenliğiniz ve rahatınız açısından iyi olacaktır. Karaot Köyü’nden sonraki yolu, köyde yaşayan birisi ile de gidebilirsiniz. O taraflara gitmek isteyen bir köylü size çok rahat bir şekilde yolu tarif edebilir.
Tarif ettiğimiz parkur boyunca (Karaot Köyü dışında) ve Sia Antik Kenti’nin yakınlarında tuvalet veya yeme-içme ihtiyaçlarını karşılayabileceğiniz herhangi bir yer bulunmuyor. Ayrıca, eğer yolda yakıt almanız gerekirse, en yakın benzin istasyonunun Antalya istikametinde, anayoldan 30 kilometre kadar ileride olduğunu söylemeliyiz.
directions_bus
200'den fazla
Otobüs Firması
lock
Güvenli Ödeme
(0 Komisyon)
done
Kolay ve hızlı bilet alma
event_busy
Online İptal Kolaylığı