Tokat’ın ilçelerinden Niksar yemyeşil yaylaları, verimli toprakları ve tarihi yapıları ile ünlü. Vaktiyle Danişmentlilere başkentlik yapan bu ilçede Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı başta olmak üzere birçok döneme ait eserler görmek mümkün.
Niksar’da tarihi yapıların büyük bölümü birbirine yakın konumda. İlçe merkezindeki eserleri yürüyerek rahatlıkla gezebilirsiniz. Tarihi yapılar, yemyeşil yaylalar ve keşfedilecek yeni mekanlar için Niksar gezinizde aşağıdaki yerleri de görmenizi tavsiye ederiz.
Doğal güzelliğiyle herkesi büyüleyen Akbelen Yaylası, Niksar Karayolu’nun 18. kilometresinde yer alıyor. Geçmişten günümüze birçok medeniyete ev sahipliği yapan yayla, doğal güzelliklerinin yanı sıra köklü tarihiyle de ilgi görüyor.
Ziyaretçilerine yeşillikler içinde bir tatil sunan yaylada mesire alanları da bulunuyor. Akbelen Yaylası’na gittiğinizde, bu mesire alanlarında bulunan alabalık tesislerinde balık yiyerek güzel vakit geçirebilirsiniz.
Niksar taraflarına yolunuz düştüğünüzde, kısa bir süre önce turizme açılan Akbelen Yaylası’nı mutlaka görmenizi öneririz.
Yeşillikler içinde bir manzara, tertemiz hava ve ahşap evler… Evet, Çamiçi Yaylası’ndan bahsediyoruz. Tamamen çam ağaçlarıyla kaplı olan bu yaylanın deniz seviyesinden yüksekliği 1350 metre. Niksar – Ünye karayolu üzerinde olan yayla, Niksar’a 17 kilometre uzaklıkta. Yaylada birçok büfe lokanta, restoran ve oyun alanları yer alıyor. Türkiye’nin çeşitli yerlerinden pek çok kişinin ziyaret ettiği Çamiçi Yaylası’nın 10 bin kişiyi ağırlayabilecek kapasitesi var.
Hasan Erdem - PanoramioÇamiçi Yaylası, Niksarlıların yazlık olarak kullandığı bir yayla olsa da, son yıllarda özellikle Mayıs ve Eylül ayları arasında oldukça kalabalık oluyor. Doğa harikası bu yaylaya gittiğinizde, sevdiklerinizle piknik yapabilir, yürüyüşe çıkabilir ya da kamp yapabilirsiniz.
Bölgenin görülmesi gereken yerlerinden biri olan Niksar Kalesi, Maduru ve Çanakçı derelerinin arasında bulunan yüksek bir tepe üzerinde yer alıyor. Maalesef kalenin tarihiyle ilgili çok fazla bilgi bulunmuyor. Sadece, kalenin deprem, savaş gibi sebepler nedeniyle Bizans ve Türk dönemlerinde onarımdan geçtiği biliniyor.
Niksar Kalesi’ne giderek kentin manzarasını seyredebilir, surları ve kalıntıları gezebilirsiniz. Vaktiniz varsa günbatımını bu kaleden izlemenizi ve bol bol fotoğraf çekmenizi öneririz.
Niksar Kalesi’nin surları içerisinde yer alan Yağıbasan Medresesi, Anadolu’nun bilinen en eski medresesidir. Danişmentliler döneminde inşa edilen medrese, 1157 yılında Melik Nizameddin Yağıbasan tarafından yaptırılmış. Medresenin mimarisi sonraki yıllarda Selçuklu, İlhanlı, Beylikler ve Osmanlı döneminde yapılan medreselerin mimari planlarında kullanılmış.
Türkiye’nin şişelenen ilk suyu olan Ayvaz Suyu’nun Niksar’da çıktığını biliyor muydunuz? Bugün, bu suyun çıkarıldığı yerin hemen yanında Ayvaz Parkı bulunuyor. Bize sorarsanız Niksar’a gittiğinizde yapacağınız ilk iş Ayvaz suyundan içmek olmalı. Hatta yanınızda şişe varsa onu da doldurabilirsiniz. Ardından Ayvaz Parkı’na giderek buradaki lokantalarda Niksar Pidesi ya da Niksar Kebabı’nın tadına bakabilirsiniz. Parkın içerisinde bulunan havuzun kenarında dolaşabilir, burada bulunan kafelerde huzur içinde çayınızı yudumlayabilirsiniz. Park içerisinde yer alan Belediye Sosyal Tesislerinde yarı olimpik yüzme havuzu, sauna, hamam ve sinema salonu yer alıyor. Ayrıca, çocuklu aileler için parkın içerisinde oyun park bulunuyor.
Niksar ilçe merkezine 10 kilometre uzaklıktaki Efkerit mevkiinde mağaralar, Tümülüsler, mezar kalıntıları ve Anadolu’daki bir halk topluluğu olan Luvilere ait tapınaktan meydana gelen bir kanyon yer alıyor. Nuh Tufanı’ndan kaçan Luvilerin bu mağara ve tapınakları yaptıkları rivayet ediliyor. Çeşitli kaynaklarda bu mağaranın daha sonra Nizamettin Yağıbasan tarafından askeri üs olarak kullanıldığı yazıyor.
İlhanlılar döneminde yaptırılan Çöreğibüyük Camii, Hicri takvime göre 13. yüzyılda tekke ve zaviye olarak inşa edilmiş. Kare planlı olarak inşa edilen bu cami, ismini kapısının sağ ve sol yanlarında bulunan ve çöreğe benzeyen rozetten almış. Caminin en fazla dikkat çeken tarafı; kitabesinin üstünde bulunan, çömelmiş geyik ya da ceylan olduğu tahmin edilen figürlerdir.
Fatih Sultan Mehmet Caddesi üzerinde yer alan cami, 1145 yılında Nizameddin Yağıbasan tarafından yaptırılmış. Caminin dış cephesi altı büyük payanda ile destelenmiş. Kesme taştan yapılan silindirik gövdeli tuğla minare 1967 yılında onarılmış.
Lülecizade Kardeşler Çeşmesi, Çöreğibüyük Camii’nin hemen yanında yer alıyor. Bu çeşmenin, 1920’li yıllarda, Harmacık Tepesi’nden getirilen bir Roma lahdi ile yapıldığı biliniyor. Lahit kapağının iki yanında bulunan rölyef bulunuyor. Bu rölyeflerden birinde sürüsünü otlatan çoban, diğerinde ise inek sağan kadın tasvir edilmiş.
Girişinde Doğanşah Alp ve Seyit Nurettin Alparslan Türbeleri olan mezarlık, Anadou’nun en eski mezarlıklarından biridir. Açık hava müzesi görünümünde olan mezarlıkta, mezar taşı örnekleri ve türbeler yer alıyor.
Melikgazi Türbesi, Melikgazi Mezarlığı’nın içerisindedir. Türbe, 12. yüzyılda Nizamettin Yağıbasan tarafından yaptırılmış. Zaman içerisinde çeşitli sebeplerden dolayı hasar gören türbe, 15 yüzyılda yeniden inşa edilerek bugünkü görüntüsünü kazanmış.
1939 yılında meydana gelen depremde türbenin yıkılan kubbesi, 1987 yılında restore edilmiş.
1905 ve 1907 yılları arasında Niksar eşraflarından Hacı Abdurrahman Efendi tarafından yaptırılmış. Uzunca bir süre Hükümet Konağı olarak kullanılan bu yapı, bir dönem Niksar Halk Kütüphanesi olarak kullanılmış. Bina günümüzde, Belediye Başkanlığı ve Kültür Merkezi olarak kullanılıyor.
19. yüzyılda yaptırılan Taş Mektep, eski Hükümet Konağı’nın yanında yer alıyor. Eğimli bir arazi üzerinde dikdörtgen plana göre inşa edilen Taş Mektep, kare planlı yan yana iki bölümden oluşuyor. Binanın önünde, dört sütun üzerinde dört bölümlü revak düzenlemesi bulunuyor.
Kulturportali.gov.tr
Taş Mektep günümüzde, Prof. Dr. Metin Sözen Kültür Evi olarak varlığını koruyor.
Niksar’ın merkezinde yer alan Çanakçı Çayı üzerindedir. Yapılış tarihi tam olarak bilinmese de, Roma veya Bizans döneminde yaptırıldığı tahmin ediliyor. Köprü ismini, kemer kısmındaki kabartmada yer alan ağzında yılan tutan leylek figüründen alıyor.
12. yüzyılda yaptırılmış olan bu eser; sekizgen planlı, piramit külahlı tuğla malzeme ile örülmüş bir kümbettir. Pencere ve kapı üstlerindeki turkuvaz renkli çini mozaikler görülmeye değerdir.
Niksar - Erbaa yolu üzerinde olan köprünün 13. yüzyılda yapıldığı tahmin ediliyor. 10 metre genişliğinde, 9 metre yüksekliğinde ve 147 metre uzunluğundadır. Yedi sivri kemer gözlü olan köprüde ortadaki en büyük kemer yıkıldığından aradaki boşluk düz bir demir köprüyle kapatılmış. Kemer örgüleri kesme taşlarla diğer kısımlar ise moloz taşlarla örülmüş.
directions_bus
200'den fazla
Otobüs Firması
lock
Güvenli Ödeme
(0 Komisyon)
done
Kolay ve hızlı bilet alma
event_busy
Online İptal Kolaylığı