Trabzon denilince akla ilk gelen yerlerden biri olan Sümela Manastırı, son verilere göre her yıl 200 bin seyahat sever tarafından ziyaret ediliyor. Dik yamaçtaki konumuyla adeta bir kartal yuvasını anımsatan bu manastıra çıkmak zor olsa da, göreceklerinizin “buna değer” dedirteceğine eminiz.
Trabzon ilimizin Maçka ilçesi sınırları içerisinde yer alan Sümela Manastırı, Altındere Vadisi’ndeki Meryem Ana (Panagia) Deresi’nin batı yamacındaki Kara Tepesi üzerinde konumlanmıştır. Vadiye ev sahipliği yapan Altındere Köyü’nün Maçka’ya uzaklığı 17 kilometredir.
Denizden yüksekliği 1150 metre olan Sümela Manastırı, eski Rum Ortodoks manastırı ve kilise kompleksi olarak tanımlanıyor. Manastırın ismi Rumca “karanlık, siyah” anlamına gelen “Melas” kelimesinden geliyor. Bu ismin verilmesinde manastırın yer aldığı köyün dağlarının siyah olması etkili olmuş.
Sümela Manastırı’nın Hristiyanlar tarafından değerli olmasının iki nedeni bulunuyor. Bunlardan birincisi; ilk Hristiyan kabileler tarafından yapılmış olması ve Hristiyanların ilk kutsal yerlerinden biri olması. İkincisinin ise buraya getirtilen Hz. Meryem resmi olduğu biliniyor. Hz. İsa’nın havarilerinden olan Aziz Lukas tarafından çizilen Hz. Meryem portresinin manastırı kuran rahiplerle birlikte buraya geldiği iddia edilse de, bugüne kadar bu portreyle ilgili herhangi bir iz bulunamamış.
Manastır işlevini 1923 yılına kadar sürdüren bu yapı; ana kaya kilisesi, birkaç şapel, mutfak, öğrenci odaları, misafirhane, kütüphane ve kutsal ayazmadan oluşuyor. Oldukça geniş bir alana inşa edilen bu manastırın girişinde su getirdiği anlaşılan büyük su kemeri bulunuyor. Çok gözlü olan bu kemerin bugün ne yazık ki büyük bir bölümü yıkılmış. Avlunun etrafındaki binalar içindeki dolaplar, hücreler ve ocaklarda Türk sanatının etkilerini görmek mümkün. Manastırın ana ünitesini oluşturan kaya kilisesinin ve ona bitişik şapelin iç ve dış duvarlarını donatan fresklerin tarihi 18’inci yüzyıla ulaşıyor. Bu fresklerde üç ayrı devirde yapılan üç tabaka olduğu görülüyor.
İçine girmek için, 88 basamaklı merdiven çıkılan Sümela Manastırı’nda girişin hemen sağ tarafında Sümela Kitaplığı isimli bir kütüphane bulunuyor. Daha önceki yıllarda ahşap bir çatıya sahip olduğu anlaşılan bu kütüphanede İncil de dahil olmak üzere, ceylan derisi üzerine yazılmış 17 adet kitap varmış. Ayrıca, İstanbul’un fethinden önce, Bizans İmparatorluğu’nun ve Pontos İmparatoru David ile Osmanlı padişahlarının yazdıkları çeşitli ferman ve beratları da buradaymış. Ancak 18’inci yüzyılda meydana gelen yangın olayında ne yazık ki kitapların bir kısmı yanmış veya kaybolmuş. Girişin sol kısmında ise, Ayazma (agiasma) denilen, kutsal ve içilebilecek temizlikte olan su kemeri yer alıyor. Bu kemerdeki su, 100 metre yükseklikteki kayalıktan damlıyor. Kayanın sol tarafında, mutfak ve çeşme bulunuyor. Ancak bu çeşme de tahrip olduğu için günümüzde kullanılmıyor. Kemer bağları taştan yapılan manastır iki taraftan aydınlatılıyor.
Sümela Manastırı’nın içinin tamamen fresklerle kaplı olduğunu söylemeliyiz. Daha detaylı bilgi vermemiz gerekirse; kilise içinde Meryem figürleri Gürcülerin kullandıkları Gürcü madonna şeklinde resmedilmiş. Kilisenin Apsis kısmında, güney duvarında, Meryem'in doğuşu ve mabede sunuluşu, tebliğ, İsa'nın doğuşu, mabede sunuluşu ve hayatını anlatan fresklerin yanı sıra Hristiyanların kutsal kitabı İncil’den resimler bulunuyor. Güney kapısında ise Meryem Ana’nın ölümünü ve havarileri tasvir eden resimler yer alıyor. Kilisenin doğuya bakan yukarı kısmında, Genesis, Adem’in yaratılışı, Havva'nın yaratılışı, Tanrı’nın tembihi, Adem ile Havva’nın yasak meyveyi yeme anı ve cennetten kovulmaları, dirilme, Thomas’ın şüphesi, kabirde bir melek, Nikaia konsili tasvirleri görülüyor. Son olarak, Apsis kısmının dışında, Mikail ve Cebrail’in tasvirleri bulunuyor. Burada detaylarını verdiğimiz freskler, en önemli olanlarıdır. Manastır ziyaretiniz sırasında yukarıda saydıklarımızın yanı sıra başka freskler de göreceksiniz. Unutmadan küçük bir ekleme daha yapalım. Bugün manastırda görülen fresklerin birçoğu 1710 ve 1740 yıllarında gerçekleştirilen tamiratlardan günümüze kadar gelebilmeyi başaranlardır.
Manastırda fresklerle kaplı olan bölüm, asıl kilise ismiyle anılıyor. Bu bölümün giriş kapısında “1741 Haldiye’li (Kuzey Gümüşhane) Mişobu (Papazbaşı) emriyle tamir ettirilmiştir” yazısı ziyaretçileri karşılıyor. İçeride, mağaranın güney bölümünde kayaya oyulmuş duvar hücresi bulunuyor. Dışarıda ise, 18’inci yüzyıla tarihlenen, kapellası olan bir kilise görülüyor. Kiliseye yakın bir konumda yer alan doğu cephesindeki giriş yolu, çan kuleleri ile donatılmış. Çan kulesinin hemen yanında da günah çıkarma yeri bulunuyor. Bu alandaki freskler günümüze sağlam bir şekilde ulaşabilmiş. Günah çıkarma odalarının yukarı kesimlerinde ise, keşiş odaları ve küçük kiliseler yer alıyor.
Bazı dönemlerde önemini yitiren Sümela Manastırı, yıllar içerisinde çeşitli yağmalamalara da maruz kalmış ve özellikle define avcıları tarafından sıklıkla tahrip edilmiş. Çeşitli yangın olaylarının da yaşandığı bu kilisedeki pek çok tarihi değer ne yazık ki kaybolmuş.
MS. 365-395 tarihleri arasında inşa edildiği tahmin edilen Sümela Manastırı, Kapadokya kiliseleri tarzında yapılmış. Bu tarz kiliselere Anadolu’da sıkça rastlanıyor. Hatta, Sümela Manastırı’nın da bulunduğu Trabzon’da, Maşatlık civarında benzer tarzda inşa edilmiş bir mağara kilise daha bulunuyor. Sümela Manastırı’nın inşa edildiği tarihten manastıra dönüştürülmesi arasında 1000 yıllık bir zaman dilimi bulunuyor ve ne yazık ki bu döneme dair herhangi bir bilgi bilinmiyor. Manastırdaki fresklerde sıklıkla yer alan Trabzon İmparatoru III. Aleksios’un manastırın kurucusu olduğu tahmin ediliyor.
14’üncü yüzyılda Trabzon, sıklıkla Türkmen akınlarına maruz kalmış ve bu saldırılar sırasında Sümela Manastırı kentin savunmasında ileri karakol görevi üstlenmiş. Osmanlı’nın kenti fethetmesinden sonraki yıllarda da manastırın bu görevi devam etmiş. Tarih kitaplarında, Osmanlı padişahlarından Yavuz Sultan Selim’in kentteki şehzadeliği sırasında bu ile iki büyük şamdan hediye ettiği belirtiliyor. Fatih Sultan Mehmet, II. Murat, I. Selim, II. Selim, III. Murad, İbrahim, IV. Mehmet, II. Süleyman ve III. Ahmet’in Sümela Manastırı ile ilgili birer fermanları bulunuyor. Bilindiği üzere, Osmanlı döneminde manastıra bazı imtiyazlar sağlanmış. Bu imtiyazlar, Trabzon ve Gümüşhane’nin İslamlaşması sırasında özellikle Maçka ve kuzey Gümüşhane’de gizli Hristiyan köyleri oluşmasına neden olmuş.
Sümela Manastırı’nın olduğu bölge, 1916 ila 1918 yılları arasında Rus işgaline maruz kalmış. Bu sırada manastır, bağımsız bir Pontus devleti kurmak isteyen Rum milislerin mekanı haline gelmiş. Sonraki yıllarda, nüfus mübadelesi nedeniyle bölgedeki Hristiyanların Yunanistan’a gönderilmiş. Bu olay üzerine Sümela Manastırı eski önemini kaybetmiş ve Kültür Bakanlığı tarafından yakın zamanda onarılana dek kaderine terk edilmiş. Nüfus mübadelesi sırasında Yunanistan’a göç eden Rumlar, Veria’da aynı isimde bir manastır inşa etmiş. Hatta bu manastırda günümüzde bile, geçmişte Sümela Manastırı’nda olduğu gibi şenlikler düzenliyorlar. Yani geçmişte Trabzon’daki Sümela Manastırı’nda yaptıkları geleneksel törenlerini bugün Yunanistan’daki Sümela Manastırı’nda yapıyorlar.
15 Ağustos günü, Hristiyanlar tarafından Meryem Ana’nın Göğe Yükseliş Günü olarak kabul ediliyor ve kutsal sayılıyor. 2010 yılında hükümetin izniyle bu kutsal gün anısına 88 yıl aradan sonra Sümela Manastırı’nda bir ayin düzenlenmiş. Bu ayini, Fener Rum Patriği Dimitri Bartholomeos yönetmiş.
Ülkemizdeki pek çok tarihi değer ve doğal güzellikle ilgili olduğu gibi, Sümela Manastırı’yla alakalı da efsaneler ortaya atılmış. Rivayete göre; Sümela Manastırı Atinalı Barnabas ve Sophronios ismindeki iki rahip tarafından inşa edilmiş. Bu iki rahibin de aynı rüyayı gördüğü iddia ediliyor. Rüyada, İsa’nın öğrencilerinden Aziz Luka’nın yaptığı üç Panagia ikonundan, Meryem’in bebek İsa’yı kollarında tuttuğu ikonun bulunduğu yer olarak Sümela'nın yerini görmüşler. Her iki rahip de bu rüya sonrasında, birbirlerinden habersiz olarak, deniz yolculuğu yaparak Trabzon’a gelmiş. Burada yolları kesişen rahipler birbirlerine rüyalarını anlatmışlar ve ardından da Sümela Manastırı’nın temelini atmışlar. 14’üncü yüzyıla kadar ilk günkü hali ile gelen manastır, Trabzon İmparatoru III. Aleksios tarafından yenilenmiş. Bu efsaneye göre, manastırın asıl adı Meryem Ana Kilisesi’dir. Yani, kiliseye daha sonraki yıllarda Sümela denilmiş.
Sümela Manastırı’nı Nisan – Ekim döneminde 09.00 ile 19.00, Kasım – Mart döneminde ise 08.00 ile 15.45 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Halk tarafından Meryem Ana Kilisesi adıyla da bilinen bu tarihi yapıyı, yılın her günü belirttiğimiz saatlerde gidip görebilirsiniz. Bu genel bilgileri verdikten sonra önemli bir uyarı yapmalıyız. Sümela Manastırı, yapılan restorasyon çalışmaları nedeniyle, 22 Eylül 2015 tarihinden itibaren bir yıl süreyle ziyarete kapatıldı. Yani eğer 23 Eylül 2016 tarihinden önce Trabzon’a giderseniz, ne yazık ki Sümela Manastırı’nı gezemeyeceksiniz.
Giriş ücreti 25 TL olan Sümela Manastırı’nı Müzekart ile yılda 2 kez, Müzekart+ ile ise sınırsız ziyaret edebilirsiniz.
Eğer özel aracınız ile yola çıkmayı tercih ederseniz; Karadeniz sahilinin güzel manzarası eşliğinde bir yolculuk yapacaksınız demektir. Sümela Manastırı’na ulaşmak için, Trabzon il merkezinden güneye giderek Maçka’ya ulaşabilirsiniz. Manastırın bulunduğu Altındere Köyü, Maçka’ya 17 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Bu köye kadar çok rahat bir şekilde aracınızla gidebilirsiniz ancak manastıra yaklaştığınızda karşınıza dik ve virajlı yollar çıkacak. Yolun bir kısmını her durumda yürümek hatta tırmanmak durumunda olduğunuzu söylemeliyiz. Aracınızdan indikten sonra, ormanın içinden giden patika yolu yürümeniz gerekiyor. Son olarak, uzun ve dar merdivenleri çıkarak manastıra ulaşabilirsiniz.
Eğer toplu taşıma ile manastıra gitmeyi planlıyorsanız; Maçka’dan hareket eden minibüsleri kullanabilirsiniz. Özel aracınız olsa dahi, virajlı yollarda araba kullanmaktan hoşlanmıyorsanız, bu minibüsleri tercih edebilirsiniz.
Unutmadan, Trabzon il merkezi ile Sümela Manastırı arasındaki mesafeyi de söyleyelim. Bu iki nokta arasındaki uzaklık 46 kilometredir. Yani, 45 dakikalık bir yolculuk ile Trabzon merkezden Maçka’daki Sümela Manastırı’na ulaşmanız mümkün.
directions_bus
200'den fazla
Otobüs Firması
lock
Güvenli Ödeme
(0 Komisyon)
done
Kolay ve hızlı bilet alma
event_busy
Online İptal Kolaylığı