Truva Antik Kenti

Hemeros’un destanları İlyada ve Odysseia’nın anayurdu olan ve Hollywood’a kadar ünü uzanan Truva’nın kalıntılarını görebileceğiniz Truva Antik Kenti’ni hala ziyaret etmediniz mi? 

Binlerce yıllık geçmişi olan bu antik kent, her dönemde önemli bir yer olmayı başarmış. Hatta günümüzde bile bu başarısını koruduğunu söyleyebiliriz. 10 yıl süren Truva Savaşı ve Truva Atı Efsanesi ile herkesin bildiği bu kenti ziyaret etmek için daha fazla beklemeyin! Emin olun gördüğünüz tarihi kalıntılar, efsane ile birleşerek tüylerinizi diken diken edecek. 

Truva Antik Kenti Nerededir? Truva Antik Kenti Hangi İlimizdedir?

Çanakkale ilimizin sınırları içerisinde yer alan Truva Antik Kenti, bölgenin oksijen kaynağı Kaz Dağları’nın eteklerindeki Tevfikiye Köyü’nün batısındaki Hisarlık Tepesi’ndedir. Bu antik kentin Çanakkale’ye uzaklığı yaklaşık 30 kilometredir. 200x150 metre boyutlarındaki, 31.2 metre rakımlı bu tepe aynı zamanda geniş bir kalker tabakasının parçasıdır. 

Truva Antik Kenti Hakkında Bilgi

Fransızca Troie olarak geçen bu kelime, okunuşu sebebiyle dilimizde Truva olarak girmiş.  Bununla birlikte bazı uzmanlar kente Troya demenin daha doğru olduğunu savunuyor. Bu kent, Yunan belgelerinde ise Tpoia yani Troia olarak geçiyor. 

Truva, kimimizin İlyada destanından, kimimizin filmlerden, kimimizin ise tarih derslerinden bildiği Truva Savaşı’nın geçtiği antik kent. 1870 yılında Alman arkeolog Heinrich Schliemann tarafından keşfedilen bu kentten çıkarılan eserler Türkiye, Almanya ve Rusya’da sergileniyor. 

1998 yılından bu yana UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Truva Antik Kenti, 1996 yılında Milli Park statüsüne alınmış. 

Truva Antik Kenti’ni mutlaka bir rehber eşliğinde gezmenizi tavsiye ederiz. Çanakkale’deki pek çok seyahat acentası bölgeye düzenli olarak tur düzenliyor. Bu turlardan herhangi birine katılabilirsiniz. 

Truva Antik Kenti’nin Tarihçesi

Çanakkale Boğazı’nın güneyinde bir liman kenti olarak kurulan Truva, Karamenderes Nehri’nin kent kıyılarına taşıdığı alüvyonlar sebebiyle denizden uzaklaştığından yıllar içinde önemini yitirmiş, yaşanan doğal afetler ve saldırılar sonrasında ise terk edilmiş. 

Tarihi kaynaklar, Troyalıların, Sardis kökenli Herakleid hanedanının yerine geçtiğini ve Anadolu'yu 505 yıl boyunca yönettiğini söylüyor. Yine bu kaynaklarda, Pers İmparatoru I. Serhas’ın Yunansitan seferi sırasında, Çanakkale Boğazı’nı geçmeden önce Truva’ya geldiği, kent ile özdeşleşen Athena Tapınağı’na kurban sunduğu belirtiliyor. Aynı şekilde Büyük İskender’in de Perslere karşı savaştığı dönemde Truva’yı ziyaret ettiği ve zırhını Athena Tapınağı’na bağışladığı biliniyor.

truva antik kenti

MÖ 3000 yılında kurulan şehirdeki yerleşim, MS 500 yılına kadar kesintisiz bir şekilde devam etmiş. Yani 3500 yıl boyunca bölgede çeşitli devletler hüküm sürmüş. MÖ 3000 ve 2000’li yıllarda yerleşik tarım topluluklarını yöneten bir krallığın merkezi konumunda olan Truva, 13’üncü yüzyılın sonlarına doğru büyük bir yangın geçirmiş. Hatta tarihçiler bu yangının meşhur Truva Savaşı’nın sonlarına doğru çıktığını iddia ediyorlar. Bu olaydan sonra yeniden imar edilen kent, MÖ 1000 yıllarında henüz bilinmeyen bir nedenden dolayı terk edilmiş. MÖ 700’de ise, Yunanistan’dan gelen göçmenler bu kente yerleşmiş ve şehre İlion adını vermiş. MÖ 6’ıncı yüzyıl sonundan itibaren bölgede sırasıyla; Persler, Büyük İskender, Selevkoslar, Pergamon Krallığı ve Romalılar hüküm sürmüş. MÖ 85′te Romalılar kenti yakıp yıkmış. Aynı yıl Romalı General Sulla, kenti yeniden inşa etmiş. MS 330 yılında Konstantinopolis’in (İstanbul) başkent ilan edilmesiyle İlion kentinde gerileme dönemi başlamış. 

Truva Antik Kenti’nde Yapılan Kazı Çalışmaları

Truva kentinin bulunduğu bölgedeki ilk arkeolojik araştırma, 1863 – 1865 yılları arasında İngiliz Frank Calvert tarafından yapılmış. Ancak kentin Truva olduğu, yukarıda da bahsettiğimiz gibi, Alman Heinrich Schliemann tarafından yapılan kazılar sonucunda netlik kazanmış. Asıl işi tüccarlık olan Schliemann, Osmanlı Devleti’nden izin alarak bu çalışmaları gerçekleştirmiş. Bu kazı çalışmaları 1870’de başlayıp 1890’lı yıllara kadar devam etmiş. Ancak hem Schliemann'n arkeolog olmayışı hem de o yıllarda arkeoloji biliminin yeterince gelişmemiş olması sebebiyle yapılan kazılarda çıkan eserler en yazık ki iyi değerlendirilmemiş. Hatta bu kazılar diğer arkeolojik bulgulara da zarar vermiş. Bölgede bulunan eserleri yurt dışına kaçırdığı söylenen Schliemann’a kazı çalışmalarında Mimar Wilhelm Dörpfeld eşlik etmiş. Kentin katmanlı yapısının tespit en kişi olan Dörpfeld, Schliemann’ın ölümünden sonra, 1893-1894 yıllarında kazı çalışmalarını tamamen üstlenmiş. 

Bölgedeki kazı çalışmaları, 1932-1938 yılları arasında Cincinati Üniversitesi’nin desteğiyle, Amerikalı Arkeolog Carl W. Blegen tarafından yeniden başlatılmış. Blegen’in özellikle Truva Savaşı’nın geçtiği dönem olarak düşünülen Troya VIIa dönemi üzerine çalışmalar yaptığı biliniyor. 

Blegen’in çalışmalarından sonra kazı çalışmalarına yeniden ara verilmiş. 1988 yılında Tübingen Üniversitesi adına kazı başkanı olan Alman arkeolog Manfred Korfmann çalışmaları yeniden başlatmış. Korfmann çalışmalarına ilk olarak bölgenin aynı zamanda bir turistik merkez olması sebebiyle, ören yeri düzenlemesiyle başlamış ve sonraki yıllarda bölgenin milli park olmasına ciddi anlamda katkıda bulunmuş. Ölümüne kadar kazı başkanlığını yürüten,  2003 yılında Türkiye vatandaşı olup, Osman adını ikinci isim olarak alan Korfmann’ın Truva Antik Kenti’nde yapılan çalışmalar açısından çok önemli bir isim olduğunu söyleyebiliriz. 

2005 yılında Korfmann’ın ölümü üzerine çalışmaları Ernst Pernicka üstlenmiş. 

Truva Antik Kenti’ndeki Kalıntılar

Bölgede 1871’den günümüze kadar yapılan kazılar sonucunda, Truva kentinde, 7 farklı dönemde şehir kurulduğu ve farklı dönemlere ait 33 katman olduğu saptanmış. Uzmanlar, kentin tarihsel ve arkeolojik yapısını daha kolay inceleyebilmek için kenti tarihsel dönemlere göre sırayla roma rakamlarıyla ifade edilen 9 ana bölüme ayırmış. Bu katmanlar 3000 yıldan daha fazla bir zamanı kapsıyor. En eski yerleşim katı, MÖ 3000 -  2500 yılları ile Erken Tunç Çağı’na kadar uzanıyor.  Günümüze en yakın olan yerleşim tarihi ise MÖ 85 – MS 8’inci yüzyıla tarihlenen Roma Dönemi’dir. Dolayısıyla bu antik kentte bölgeye çeşitli dönemlerde yerleşen uygarlıklardan izler görmek mümkün. Coğrafi konumu nedeniyle, ev sahipliğini yaptığı uygarlıklar için tarih boyunca önemli bir kent olan Truva, yıllarca gösterdiği katmanlaşma ile Avrupa ve Ege’deki diğer arkeolojik alanlara da referans oluyor. 

Truva Antik Kenti’nden çıkarılan eserlerin bazıları ne yazık ki Almaya ve Rusya’ya kaçırılmış. Almanya’daki eseler 2. Dünya Savaşı’ndan sonra kaybolmuş. Geçtiğimiz yıllarda Rusya, Almanya’da kaybolan eserlerin kendi ülkesinde olduğunu açıklamış. 1994 yılında yapılan bu açıklamada eserlerin savaş tazminatı olduğu söylenmiş. Rusya’daki eseler bugün Moskova’daki Puşkin Müzesi’nde sergileniyor. 

Günümüzde Almanya’da yaklaşık 480 Truva eseri olduğu tahmin ediliyor. Bu eserler Berlin’deki Neues Müzesi’nde sergileniyor.  Bu müzede kaybolan eselerin yerine kopyaları konulmuş. 

Truva Antik Kenti’nden çıkarılan Erken Tunç Çağı’ndaki 2. dönemden kalan eserler 1996 yılında ABD’deki Penn Müzesi tarafından satın alınmış. Ancak bu eserler 2009 yılında başlatılan görüşmeler neticesinde Türkiye’ye iade edilmiş. 

Ülkemiz kaçırılan Truva hazinesinin iadesi için çalışmalarına devam ediyor. Bu arada Rusya, eserler Almanya’dan getirildiği için Türkiye’nin bu eserleri isteme hakkı olmadığını savunuyor. 

Truva Atı Efsanesi 

Adını sıkça duyduğumuz Truva Atı, daha doğrusu Truva Savaşı aslında Homeros’un yazdığı İlyada Destanı’nda geçiyor. Buna göre; tarihte bir dönemde Akhalılar ile Truvalılar arasında bir savaş başlamış. Truva’nın o dönemki kralı Priamos’un oğlu Paris’in, Sparta Kralı Menelaos'un güzelleri güzeli karısı Helen'i kaçırmış. Bu olayda Paris’e Güzellik Tanrıçası Afrodit yardım etmiş. Karısını kurtarmak isteyen Menelaos, diğer Yunan kralları ile birlikte Truva’ya saldırmış. Oldukça sert geçen savaşta iki taraf da birbirine üstünlük sağlayamamış. 

Savaş 10 yıl sürmüş. Savaşın sonlarına doğru Akha Kralı Odysseus, büyük bir tahta at yapmış ve başarılı askerlerini bu atın içine gizlemiş. Diğer askerlerini ise gemilere bindirerek uzaklaştırmış. Bu duruma çok şaşıran Truvalılar, tahta atın yanına gitmiş. Atın yanında ağlayan Sinon adlı bir Akhalı asker varmış. Sinon, Truvalılara Akhalıların kendisini kurban seçtiğini ama kendisinin kurtulmayı başardığını söylemiş. Tahta atın, Akhalılar'ın Tanrıça Athena'ya yaptıkları bir sunak olduğunu anlatan Sinon, atın büyük olmasının sebebini ise şöyle açıklamış: “Çünkü Akhalılar, Truvalılar'ın tahta atı dar sokaklı şehirlerine sokmalarını istemediler. Akhalılar, tahta atı yakıp yıkacaklar, böylece de Tanrıça Athena'nın öfkesini Troya üzerine çekecekler.” 

truva atı

Bu yalanlara inanan Truvalılar, tahta atı alıp korumaya ve böylece Athena'nın lütfuna ermeyi düşünmüş. Tabii ki bu düşüncede savaştan yılmış olmalarının ve barışı özlemelerinin katkısı da varmış. O gece barış kutlamaları başlamış. Alkolün etkisiyle sızan Truvalılar, tahta atın içinden çıkan Akhalı savaşçılara boyun eğmişler. Gemilerine binip uzaklaşan diğer Akhalılar da dönünce Truva'yı harabeye çevirmiş, kenti yakıp yıkmışlar. Menelaos ise, karısı Helen'i alarak ülkesine dönmüş.  

Bugün Truva Antik Kenti’ne gidenlerin gördüğü Truva Atı, 1975 yılında bir Türk sanatçı tarafından eski bilgiler ışığında yeniden yorumlanarak yapılmış bir modeldir. Ayrıca hepimizin bildiği üzere, 2004 yılında Wolfgang Petersen yönetmenliğinde Truva efsanesine dayanan bir film vizyona girdi. Filmde kullanılmak için tekrar yapılan tahta Truva Atı, bugün Çanakkale sahilinde Valilik binası önündeki alanda sergileniyor. Yolunuz Truva Antik Kenti’ne düştüğünde Valilik binası önündeki Truva Atı’nı görmenizi tavsiye ediyoruz.  

Truva Antik Kenti’ne Nasıl Gidilir?

Truva Antik Kenti’ne ulaşmak için; Çanakkale İzmir Yolu’nun 30’uncu kilometresindeki Çıplak ve Tevfikiye köylerine sapılan 5 kilometrelik yolu geçmeniz gerekiyor. Eğer bu antik kente toplu taşıma ile gidecekseniz; şehir merkezinden hareket eden otobüs ya da minibüsleri kullanabilirsiniz. 

Truva Antik Kenti Giriş Ücreti 

Ülkemizdeki diğer ören yerleri gibi Kültür Bakanlığı’na bağlı olan Truva Antik Kenti’nin giriş ücreti 25 TL’dir. Müzekart’ınız varsa bu antik kenti bir yıl boyunca 2 kez, Müzekart+ sahibiyseniz yıl boyunca sınırsız kez ücretsiz olarak ziyaret edebilirsiniz. 

Truva Antik Kenti Ziyaret Günleri ve Saatleri 

Öncelikle bu antik kenti haftanın her günü ziyaret edebileceğini söylemeliyiz. Ören yerini Nisan – Ekim ayları arasında saat 08.00 – 20.00, Kasım – Mart ayları arasında ise 08.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. 

Truva Antik Kenti İletişim 

Adres: Tevfikiye Köyü, Çanakkale

Tel: 0 (286) 217 23 71 - 217 82 05

Görsel Kaynak: Kültür Turizm

Yorumunuzu paylaşın

directions_bus
200'den fazla
Otobüs Firması

lock
Güvenli Ödeme
(0 Komisyon)

done
Kolay ve hızlı bilet alma

event_busy
Online İptal Kolaylığı

keyboard_arrow_up