Antalya’nın şirin ilçesi Alanya’nın simgesi olan Alanya Kalesi, ziyaretçilerine muhteşem bir gün batımı manzarasını sunuyor. Antalya’ya yolu düşen herkesin ziyaret etmesini önerdiğimiz bu kaleye giderken yanınıza mutlaka bir fotoğraf makinesi almayı ve bu keyifli anları ölümsüzleştirmeyi unutmayın.
Alanya Kalesi, isminden de anlaşılacağı üzere, Antalya’nın Alanya ilçesi sınırları içerisinde yer alıyor. Kale, Antalya şehir merkezine 140, İstanbul’a 850, Ankara’ya ise 526 kilometre uzaklıktadır.
Denizden yüksekliği 250 metre olan bir yarımada üzerinde konumlanan Alanya Kalesi’nin surlarının uzunluğu yaklaşık 6.5 kilometredir. Kalenin üzerinde bulunduğu yarımada Kandeleri adıyla da bilinen Alanya Yarımadası’dır. Bu yarımadadaki yerleşim Helenistik döneme kadar uzansa da, bugünkü tarihi dokusu bizlere 13. yüzyılda Selçuklu Devleti’nden miras kalmış. Alanya Kalesi, 1221 yılında kenti fetheden Selçuklu Sultanı 1. Alaeddin Keykubad tarafından yaptırılmış. 83 kalesi ve 140 burcu bulunan kaleye Ortaçağ’da kentin su ihtiyacını karşılamak amacıyla 400’e yakın sarnıç yapılmış. Bu sarnıçların bir kısmı bugün de kullanılıyor. Oldukça planlı, tüm yerleşim yerini kapsayacak şekilde yapılmış olan kale surları; Ehmedek, İçkale, Adam Atacağı, Cilvarda burnu üstü, Arap Elviyası, Burcu ve Esat Burcu’nu inerek Tophane ve Tersane’yi geçip Kızılkule’de son bulacak şekilde inşa edilmiş. Alanya Kalesi’nin yükseldiği Alanya Yarımadası’nın en tepe noktasında bulunan İçkale bölümü, günümüzde açık alan müzesi olarak kullanılıyor. Sultan Alaeddin’in sarayı da burada yer alıyor.
Alanya Kalesi’ndeki yerleşim günümüzde de devam ediyor. Bölge taşıt ve yaya trafiğine açıktır. Ancak kaleye çıkmak yürüyerek yaklaşık 1 saat sürüyor. Bu nedenle kaleye çıkarken yanınıza su almanızı, rahat bir ayakkabı ve mevsimine uygun kıyafetler giymenizi öneriyoruz. Kaleye çıkmak sizi yorarsa, yol üzerindeki kafe ve restoranların muhteşem manzarasında dinlenebilirsiniz. Kaleye gittiğinizde bölgedeki ahşap ve kagir tarihi evlerin önünde tahta tezgahlarda el yapımı hediyelik eşyaların satıldığına şahit olabilirsiniz. Geri dönüş yolunda, sevdiklerinize bu hediyelik eşyalardan satın alarak bölge halkının geçimine de katkıda bulabilirsiniz. Ayrıca, yine bu evlerde yaşayan sıcakkanlı bölge halkının kaleyi ziyaret edenlere yöresel yemeklerden ve bölgede yetişen muz veya avakado gibi meyvelerden ikram ettiğini görmeniz mümkün.
Görsel: Tapico - PanoramioDaha çok deniz turizmi ile tanınan Alanya’da günübirlik kale turları düzenleniyor. Dilerseniz bu turlara katılarak da kaleyi gezebilirsiniz. Kale etrafında sınırlı sayıda da olsa konaklayabileceğiniz yerler bulunuyor. Kaleye çıkan yol ilk başta sizi ürkütse de, yukarıdan deniz ve şehir manzarasının çok güzel olduğunu söylemeliyiz. Yanınıza fotoğraf makinesi alarak bu güzel manzarayı ölümsüzleştirebilirsiniz.
İçerisinde tarihsiz birçok kitabenin yer aldığı kalede aynı zamanda yer yer çeşitli eserler sergileniyor. Bu eseler arasında en çok ilgi çeken ise, Ortaçağ’da kale kapılarını veya duvarlarını kırmaya yarayan koç başıdır. Tersane bölümünün giriş kapısındaki görkemli kitabe de ziyaretçilerin ilgisi çekenler arasında yer alıyor. Bu kitabede şöyle yazıyor:
“Minnet Allah’adır. Yüce Sultan, büyük Hakan, din ve dünyanın ulusu, ülkeler fatihi, Emirulmü’minin’in iktidar ortağı, Kılıç Arslan oğlu Keyhüsrev oğlu Keykubad”
MÖ. 2. Korakesion adıyla kurulan Alanya Kalesi’ne sırasıyla; Korsan Tryhos, Romalılar, Selçuklular, Karamanoğulları, Memlükler ve Osmanlı Devleti sahip olmuş. Kalenin Romalı Korsan Tryhos’un savaşçıları tarafından kurulmasının ardından, bölgedeki korsan faaliyetlerinden rahatsız olan Romalılar, MÖ. 64 - 65 yıllarında kaleyi ele geçirmiş. 1221 yılında ise, 1. Alaeddin Keykubad’ın kale ve etrafındaki yerleşimi fethetmesiyle bölge Selçukluların himayesine geçmiş. Sonraki yıllarda Karamanoğulları ve Memlükler idaresine geçen bölge Kanuni Sultan Süleyman’ın fethiyle Osmanlı sınırlarına dahil olmuş.
Selçuklu Sultanı 1. Alaeddin Keykubat’ın kaleyi fethedişinin öyküsü adeta bir efsane gibi yıllardır dilden dile dolaşıyor. Rivayete göre; Sultan Alaeddin bir gece namazını kıldıktan sonra uyur ve rüyasında yüzü çok güzel olan birisini görür. Bu kişi ona, kaleyi kimse almadıysa fethin kendisine nasip olacağını ve askerlerin denizden savaşması durumunda kalenin fethedileceğini söyler.
Uyandığında içini bir mutluluk kaplayan sultan, sabah erken saatte emirlerini otağına çağırır ve Farsça yazdığı şiir ile müjdeyi verir. İşin ilginç tarafı sultan aynı rüyayı Akdeniz kıyılarına yaptığı seferler sırasında da görür. Selçuklu Devleti’nin önde gelenleri 1221 yılında ordusuyla sefere çıkan Sultan Alaeddin’i Rumlar’ın Kalonoros, Avrupalıların ise Candelor diye adlandırdıkları yeri fethetmesi için ikna ederler. Sultan Alaeddin uç askerlerini yanına alır, Antalya’daki deniz kuvvetlerinin de sefere katılmasını sağladıktan sonra, kış aylarında kaleyi kuşatır. Kuşatma yaklaşık 2 ay sürer. Bu kuşatmadan kurtulamayacağını anlayan kale komutanı, hükümdara haber gönderir. Bunun üzerine Sultan Alaeddin, kaleyi teslim almak ve kale komutanın kızıyla evlenmek şartlarıyla kaleden serbestçe gitmelerine izin vereceğini söyler. Böylelikle kaleye sahip olan Sultan Alaeddin, Allah’a şükreder. Bölgeyi ve kaleyi yeniden inşa ettiren Sultan Alaeddin kente Alaiye ismini verir. Ömrünün sonuna kadar da kışları Alanya’da yazları ise Konya’da yaşar.
Alanya Kalesi’ni Nisan - Ekim döneminde 08.00 – 19.30, Kasım - Mart döneminde ise 08.30 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.
Alanya Kalesi’ni gezebilmeniz için ödemeniz gereken tutar 15 TL’dir. Müzekartınız varsa yılda 2 kere, Müzekart+ sahibiyseniz sınırsız olarak kaleyi ziyaret edebilirsiniz.
Antalya şehir merkezine 140 kilometre uzaklıkta bulunan kaleye, şehir merkezinden hareket eden otobüsleri kullanarak ulaşabilirsiniz. Ancak otobüsler kaleye kadar gitmediğinden, Alanya’da indikten sonra yaklaşık 40 dakika yürümeniz ya da taksi veya dolmuşa binmez gerekiyor.
directions_bus
200'den fazla
Otobüs Firması
lock
Güvenli Ödeme
(0 Komisyon)
done
Kolay ve hızlı bilet alma
event_busy
Online İptal Kolaylığı