Damlataş Mağarası

Ülkemizin ünlü tatil beldelerinden Alanya’da yer alan Damlataş Mağarası, göz kamaştırıcı dikit ve sarkıtının yanı sıra, astım hastalarına şifa olmasıyla da ünlü. Mağara içindeki fazla karbondioksit ve nemin astım hastalarına iyi geldiği kanıtlandıktan sonra bölge sağlık turizmi açısından da oldukça önemli bir merkez haline gelmiş. Yolu Antalya’ya düşen tatil severlerin, mutlaka bu muhteşem mağarayı ziyaret etmesini tavsiye ediyoruz. 

Damlataş Mağarası Nerededir?

Damlataş Mağarası, nadide tatil şehrimiz Antalya’nın Alanya ilçesi sınırları içerisindedir. Deniz kıyısında yer alan mağara, Alanya Kalesi’nin iniş yolunun sonunda yer alıyor. Mağaranın Alanya şehir merkezine uzaklığı ise 3 kilometredir. 

Damlataş Mağarası Hakkında Bilgi

Toplam uzunluğu 30 metre olan ve 200 metrekarelik bir alanı kaplayan Damlataş Mağarası; kuru, yatay mağara tipindedir. İçerisinde binlerce sarkıt ve dikit bulunan Damlataş Mağarası’na girdiğiniz ilk anda, yaklaşık 50 metre uzunluğunda bir geçit, 14 metre çapında ve 15 metre yüksekliğinde silindir bir boşluk ve 15000 yılda oluşan sütunlar ile karşılaşacaksınız. 

Astım ve bronşit hastalarının tedavi merkezi olarak da bilinen bu mağaranın iki katlı olan boşluğu 2500 metreküp havayı içerisinde barındırıyor. Mağaradaki ısı mevsim ne olursa olsun 22.3 derece iken, nispi nem ise %98’dir. Dolayısıyla mağaraya gelen ziyaretçiler mevsim kış olsa dahi üşümüyorlar. Dışarıdaki etkenlerden tamamen arınmış durumda olan bu mağarada bol miktarda karbondioksit bulunuyor. Ayrıca mağarada, yüksek oranda rutubet ve az oranda radyoaktivite vardır. Mağaradaki hava basıncı ise, deniz seviyesinden biraz aşağıda olmasına rağmen 760 mm’dir. Mağara boşluğu yaklaşık 200 metrekare olsa da, etrafındaki kalınlık 10 metreyi bulduğundan çökme durumu söz konusu değildir.

damlataş mağarası

Mağaradaki fazla karbondioksit ve yüksek oranda nemin astım hastalarına iyi geldiği, alçak suhunet ve radyoaktive gibi unsurların ise astım tedavisindeki yardımcı faktörler olduğu kabul ediliyor. Bu özelliklerinden dolayı ziyaretçileri her geçen yıl artan mağaranın çevresinde turistlerin ihtiyaçlarını karşılayacak tesisler, önünde ise plaj bulunuyor. Yaz aylarında mağarayı ziyaret edenlerin serinlemek için bu plaja adeta akın ettiğini söylememiz gerekiyor. 

Damlataş Mağarası Nasıl Oluşmuştur?

Damlataş Mağarası’nın keşif hikayesi oldukça ilginçtir. 1948 yılında Alanya İskelesi’nin yapımı esnasında işçiler kayaları dinamitler ve patlamanın ardından karşılarında bir oyuk görürler. Oyuğun içine giren işçiler, yaklaşık 15 metre yüksekliğinde olan sarkıt ve dikitlerle dolu mağarayı keşfederler. Bu keşiften hemen sonra koruma altına alınan mağarayla ilgili araştırmalar da başlatılmış. 

Mağaranın oluşum tarihinin günümüzden 6000 yıl öncesine uzandığı tahmin ediliyor. 200 metrekarelik alanı kaplayan mağarada, yağmur sonrası tavandan aşağıya kireçli sular damlar. Mağaradaki havanın soğuk ve nemli olması nedeniyle, bu damlarlar belli bir süre sonra birbirlerine tutunarak sarkıtları oluşturmuş. Yere düşen damlalar da yine soğuk hava ile nemin etkisiyle donmuş ve yerden yükselerek dikitleri oluşturmuş. Mağara, yılın yaklaşık 8 ayı devamlı damlar. Bu nedenle adı Damlataş Mağarası’dır.

Damlataş Mağarası Astım Tedavisi

Astım ve bronşit hastalarına iyi gelen özellikleriyle tanınan Damlataş Mağarası’nı her yıl binlerce yerli ve yabancı turist şifa bulma umuduyla ziyaret ediyor. 

Mağaranın sona erdiği, kovuklar halindeki yolun sonunu “mağaranın hastanesi” olarak tanımlayabiliriz. Yukarıdaki satırlarda mağaranın hangi özelliklerinden dolayı astım ve bronşit hastalarının tedavi merkezi olarak anıldığını aktarmıştık. Şimdi de burada tedavi için nasıl bir süreç işlediğinden bahsedeceğiz. 

Mağaraya gelen astım ve bronşit hastaları, biraz önce bahsettiğimiz mağaranın hastane kısmında, sıcak ve rutubetli hava içinde, günde 2 saat olmak üzere 21 gün kalarak kür yapıyorlar. 

Peki, siz de mağaranın bu tedavi özelliğinin nasıl keşfedildiğini merak ediyor musunuz? Öyleyse, hemen anlatalım. Damlataş Mağarası’yla ilgili araştırma yapan ilk kişi Galip Dere’dir. Söylenene göre; 2. Dünya Savaşı döneminde ortalığa atılan gaz bombalarından korunmak isteyen astım hastası Almanlar, Damlataş Mağarası’na sığınmış. Bu durumu dönemin gazetelerinden öğrenen Galip Dere, mağarayı keşfetmek için yola çıkmış. Yaptığı incelemede ise mağaranın belirli özellikleri sayesinde astım hastalarına şifa dağıttığını ortaya koymuş. 

Mağaraya ilk astım hastası 1 Eylül 1954 tarihinde kabul edilmiş. Mağarada tedavi amaçlı gelen kişilerle ilgili istatistikler de halk ile paylaşılmış. Buna göre; tedavide en iyi sonuç 40-60 yaş grubu hastalarda görülürken, hastalıkları 10 yılı aşmış kişiler istedikleri faydayı ne yazık ki görememiş. 

Tüm bu bilgilerden sonra şunun da altını çizmemiz gerekiyor. Tedavi amacıyla mağarayı ziyaret edecek olan kişiler, istedikleri gibi içeriye giremiyor. Bahsedilen kürü uygulamak için de bazı prosedürler var. Öncelikle hasta bir doktordan mağaraya girmesinde herhangi bir sakınca olmadığına dair rapor almalı. Ardından da elindeki bu raporla mağaranın ilgili memuruna başvurması isteniyor. Kürün uygulandığı 21 gün için de oldukça sembolik bir ücret alınıyor. Mağara sabah 06.00-10.00 saatleri arasında normal ziyarete kapatılıyor ve içeriye sadece astım hastaları alınıyor. 

Damlataş Mağarası Giriş Ücreti 

Damlataş Mağarası’nın giriş ücreti 2016 yılı itibari ile 5 TL’dir. Eğer özel aracınız ile gidecekseniz, mağaranın yanındaki otoparka 4 TL ödemeniz gerekebilir.

Yorumunuzu paylaşın

directions_bus
200'den fazla
Otobüs Firması

lock
Güvenli Ödeme
(0 Komisyon)

done
Kolay ve hızlı bilet alma

event_busy
Online İptal Kolaylığı

keyboard_arrow_up