Günümüzden binlerce yıl önce yaşayan medeniyetlerin bizlere bıraktıkları miras olan antik kentler, hangi şehre giderseniz gidin ilk olarak görmeniz gereken yerler arasında bulunuyor. Bununla birlikte ülkemizde öyle bir il var ki, buraya gittiğinizde birkaç gününüzü antik kentlere ayırmalısınız. Evet, doğru tahmin ettiniz! Burdur’dan bahsediyoruz.
Burdur’a yolu düşenlerin mutlaka görmesini önerdiğimiz Kremna Antik Kenti’ni diğerlerinden farklı kılan özellik ızgara planlı bir mimariye sahip olması. Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan bu antik kenti ziyaret ettiğinizde nelerle karşılaşacağınız ise yazının devamında!
Kremna Antik Kenti, Burdur ilimizin Bucak ilçesine bağlı Çamlık Köyü’ndedir. Bu köy, Burdur’a 60, Bucak’a ise 15 kilometre uzaklıktadır.
Pek çoğumuz bu kentin adını duyduktan sonra “Kremna” kelimesinin ne anlama geldiğini merak ediyoruz. Yunanca’da “uçurum” anlamına gelen Kremna’nın Türkçe’deki anlamı ise Prof. Bilge Umar tarafından Tarihsel Adlar kitabında “doruk kenti” olarak açıklanmış.
Kentin topografik yapısının her iki anlamı da haklı çıkardığını söylememiz gerekiyor. Bölgeden geçen Aksu Çayı’nın vadisine egemen bir tepe üzerinde yer alan kentin kuzey, güney ve doğu yanları sarp uçurumdur. Bu özelliği nedeniyle kente sadece batı yönünden ulaşmak mümkündür.
Türklerin Anadolu’ya yerleştiği tarih olan 11’inci yüzyıla kadar bir Doğu Roma kenti olan Kremna, Roma dönemine ait mimariyi gözler önüne seriyor. Deniz seviyesinden 1000 metre yükseklikte bulunan bu antik kentin etrafı 2 metre eninde ve 7 metre yüksekliğinde surlarla çevrilidir.
Döneminin en modern kentlerinden biri olan Kremna, ızgara planlı olarak kurulan şehirlerin en önemli örneklerindendir. Bu özelliği ile diğer antik kentlerden ayrılan Kremna’dan günümüze Bazilika (mahkeme salonu), Exsedra (kemerli yapı), kütüphane, tiyatro ve Nympheum (anıtsal çeşme) başta olmak üzere birçok kalıntı kalmış. Muhteşem kalıntılara sahip olan bu kentte idari yapıların çoğu iki küçük vadi içinde bulunuyor. Vadi içerisinde, Bazilika, akropol (iç kale), Exsedra, forum ve kütüphane yer alıyor. Kentin doğu yamacında tiyatro, tiyatronun hemen alt tarafında ise Stoa adı verilen dükkanlar bulunuyor. Batı tarafında ise sütunlu cadde, Propilion (anıtsal giriş kapısı) ve anıtsal çeşme yer alıyor.
1874 yılında keşfedilen Kremna Antik Kenti’ndeki bilimsel kazılar 1970-1973 yılları arasında Prof. Dr. Jale İnan’ın çalışmalarıyla yapılmış. Bu çalışmalar sırasında kütüphane binası, Roma döneminden kalan yazılı kaideler, Bizans dönemine ait olan ve bina tabanında yer alan mozaikler ile 9 adet mermer heykel çıkarılmış. Bu heykeller Askepios, Büyük ve Küçük Athena, Apollon, Leto, Herakles, Hygeia ve Nemesis giyimli kadın heykelleridir. Kremna Antik Kenti’nden çıkarılan 9 mermer heykeli ve sikkeleri bugün Burdur Müzesi’nde görmeniz mümkün. Yalnız tüm heykellerin başlarının kırık olduğunu söylememiz gerekiyor.
Kremna Antik Kenti’nde yapılan çalışmalar 2013 yılında “Kremna ve Çevresi Yüzey Araştırması” ismini almış ve Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Hüseyin Metin tarafından yürütülmeye başlanmış.
Psidyalılar tarafından kurulan Kremna’da yaşan ilk halkın Solymos olduğu biliniyor. MÖ. 6’ıncı yüzyılda Lidyalılar’ın hakimiyetine giren kent, MÖ. 546 yılında Persler’in, MÖ. 330 yılında ise Büyük İskender’in egemenliği altına girmiş. Büyük İskender’in ölümünden sonra ise kent sırasıyla; Antigonus, Selefkoslar, Bergama Krallığı egemenliğine geçmiş. MÖ. 25 yılında Roma yönetimine geçen Kremna, MS. 395 yılına kadar Roma koloni şehri olarak kalmış. Roma İmparatorluğu’nun Doğu ve Batı olmak üzere ikiye bölünmesinden sonra kent, Doğu Roma yani Bizans himayesinde kalmış. 11’inci yüzyılda ise Kremna biz Türklerin şehri olmuş.
Tarihin önemli kentlerinden biri olan Kremna’nın en parlak dönemini MS. 2’inci yüzyılda Roma döneminde yaşadığı biliniyor. Kentten günümüze kalan kalıntıların ise yine bu döneme ait olduğu söyleniyor.
Kentte dönem dönem çeşitli araştırmalar yapılsa da, en kapsamlı araştırma Prof. Dr. Jale İnan tarafından yapılmış. Bu araştırma sırasında İnan ve ekibi Kremna’nın yüzey yapılarını incelemiş, Q yapısı olarak geçen yapıyı kazmış, burada ele geçen heykelleri tespit ederek heykellerin koruma altına alınmasını sağlamış.
Şehirdeki tüm yazıtlar tespit edilip incelendikten sonra Prof. Dr. George Bean ile birlikte kapsamlı bir makale hazırlanmış, ardından 1985 yılında İngiliz Araştırmacı Dr. S. Mitchell de kentte yapılan çalışmalara katılmış.
Tüm bu araştırmalardan varılan sonuçlara göre; şehir bir zamanlar Cestrus olarak bilinen Aksu Vadisi’nin dağ kolunda yer alıyor. Şekil bakımından ise üç köşeli, girintili ve çıkıntılıdır. 1000 metre yükseklikteki bir yaylada kurulu olan Kremna’nın üç tarafı kayalıktır. Batı tarafı ise üzerinde bulunduğu dağ kolunun büyük dağ silsilesine bağlandığı yerdir.
Boğadıç Dağı’nın doğu yüzündeki Kremna’nın batı sınırının Aksu Vadisi’ndeki ırmak olduğu tahmin ediliyor. Üç tarafı sarp kayalık olduğundan şehre giriş sadece batı tarafından sağlanabiliyor.
Antik dönemde inşa edilen surlar, kentin üç tarafının sarp kayalık olması ve batı tarafındaki sel yatağı Kremna’yı zaptı zor bir şehir yapmış.
Şehrin planına gelecek olursak; iki vadinin birleştiği yerde meydan (forum), Bazilika (mahkeme salonu), Exedra (kemerli yapı) bulunuyor. Bu yapıların doğusunda ise tiyatro yer alıyor. Forumun güneyinde ise araştırmacıların anlamlandıramadığı, büyük dikdörtgen bir yapı bulunuyor. Bu yapı Q yapısı olarak adlandırılıyor. Forumun kuzeyinde sarnıçlar, batısında ise sütunlu cadde ile anıtsal çeşme yer alıyor. Anıtsal çeşme, kemerli yapı, meydan ve sütunlu caddenin girişi arasında küçük bir alan daha bulunuyor. Bu alandan sütunlu caddenin kuzey yerlerine çıkan merdivenler yer alıyor. İç kalenin (akropol) yüksek tepelerinde, daha doğrusu toprak ve arazinin elverişli olduğu yerlerde evler bulunuyor. Yine iç kalenin batı ve güneybatı yamaçlarında mezar anıtları vardır. Kentin dışında ise kiliseler bulunuyor.
Dilerseniz şimdi, Kremna Antik Kenti’nin mimari yapılarını ve buluntularını biraz daha detaylı inceleyelim.
Q Yapısı: Meydan şeklinde bir alanı kapsayan Q yapısının ne yazık ki çok az kısmı günümüze ulaşmayı başarmış. Bu yapının ilk zamanlar hamam, daha sonraki dönemlerde ise kütüphane olarak kullanıldığı tahmin ediliyor. Uzun apsis ve nişlerle desteklenen bu yapıya, önündeki yolun seviyesi yüksekte olduğu için üç basamaklı merdivenle giriliyor. Düzenli büyük bloklarla örülen güney duvarının ise bugün sadece iki blok sırası ayakta kalmış. Q yapısı içinde bugün Burdur Müzesi’nde sergilenmekte olan 9 heykel ve 15 adet kitabeli parça bulunmuş.
Sütunlu Yol: 235 metre uzunluğunda olan bu yol, merkezi batı kısmına bağlıyor. Muhteşem bir görüntüye sahip olan bu yolun sütun gövdelerinde granit taşı kullanılmış. Yolun iki tarafında, sütunların arasında iki sıra halinde dükkanlar bulunuyor.
Batı Sur Duvarları: Bu duvarların MS. 270 yılında dönemin imparatoru Probus zamanındaki bir kuşatma sırasında yapıldığı tahmin ediliyor. Duvarın bir kısmının üzerinde birçok kule bulunuyor.
Evler: İç kalenin yüksek kısımlarındaki evlerin bazılarının peristil avluları ve ayrı ayrı odaları vardır. İlk binaların 2’inci yüzyılda yapıldığı tahmin edilse de, bu evlerin büyük bölümünün 6’ıncı ve 7’nci yüzyıllarda onarımdan geçtiği biliniyor.
Pi Şekilli Dorik Agora: Pi şeklindeki Dorik Agora, Kremna Antik Kenti’nin en iyi korunan yapıtı olarak karşımıza çıkıyor. Dor başlıklı sütunlarla bezenmiş olan bu bölümün güney kısmı açıktır. Erken Roma veya Geç Helenistik dönem izleri taşıdığı tahmin edilen bu yapıya imparatorluk döneminde çeşitli ekler yapıldığı, batı ve kuzey kısımlarının değiştirildiği biliniyor.
Propylon: Dorik Agora’nın yer aldığı caddenin batı ucunun, Longus Forumu’nun etrafında yer alan aşağı seviyelerindeki alanla olan bağlantı notasına Propylon olarak isimlendiriliyor.
Kremna Antik Kenti’ne Ağlasun’dan Bucak’a kadar minibüsle gidebilirsiniz. Ağlasun Minibüs Kooperatifi’ne ait olan bu minibüsler gün içerisinde 8.15, 10.30 ve 15.30 saatlerinde Ağlasun’dan hareket ediyor. Bu minibüsler ile Bucak’a ulaştıktan sonra, Çamlık Köye giden minibüslere binmeniz gerekiyor.
directions_bus
200'den fazla
Otobüs Firması
lock
Güvenli Ödeme
(0 Komisyon)
done
Kolay ve hızlı bilet alma
event_busy
Online İptal Kolaylığı
Yorumlar
Köyümüz antik kent çok güzel ama restorasyon yapılmadığı için ormana karışmış bütün tarih göçük altında kalmış durumda, birileri sesimizi duysa da tarih yok olmasa!