Toros dağlarının eteklerine kurulan ve bir dönemin en önemli şehirlerinden biri olan Sagalassos, günümüze kadar ulaşan kalıntıları ile ülkemizin görülmeye değer antik kentlerinden biri. Tarihi M.Ö. 1000’li yıllara uzanan ve bir zamanların en önemli ticaret kentlerinden biri olan bu şehir, ne yazık ki M.S. 7’inci yüzyılda terk edilerek sessizliğe gömülmüş.
1990 sonrası yoğunlaşan kazı çalışmaları ile sessizlik dönemini sona erdiren Sagalassos Antik Kenti, şimdi de ziyaretçilerinin keşfini bekliyor. Yolunuz Burdur’a düşerse, bu eşsiz antik kenti ziyaret etmeden dönmemenizi öneriyoruz.
Burdur’un Ağlasun ilçesinin yaklaşık 7 kilometre kuzeydoğusunda yer alan Sagalassos Antik Kenti; Antalya’ya 110, Isparta’ya 4, Burdur’a ise 35 kilometre mesafededir.
Sagalassos halkı, Güneybatı Torosların güneye bakan yamaçları üzerinde, 1490 ila 1600 metreler arasındaki bölgeyi yerleşim yeri olarak seçmiş. Halkın böylesine yüksek bir yeri yerleşim bölgesi olarak seçmesinin aslında 2 önemli sebebi var. Birincisi güvenlik kaygısı, ikincisi ise su bolluğu. Özellikle yer katmanlarının geçirgenliği nedeniyle düzinelerce pınarların bulunması, halkı bu bölgede yerleşmeye ikna etmiş. Bölgede bereketli toprakların, yüksek kaliteli seramik kapların yapılmasına elverişli kilin ve metal eşya üretmek için zengin maden yataklarının bulunması Sagalassos’u kısa sürede civarın en önemli kentlerinden biri yapmış.
Arkeolojik tarihi günümüzden 12000 yıl öncesine dayanan bu kentin yazılı kaynaklardaki tarihinin ise M.Ö. 333 yılında Büyük İskender’in kenti fethetmesiyle başladığı biliniyor. Büyük İskender’in ölümünün ardından kısa bir süreliğine Selefkosların idaresinde kalan Sagalassos, M.Ö. 281 yılında tamamen Selefkosların himayesine girmiş. M.Ö.188 – 133 yılları arasında Attaloslar’ın Bergama Krallığı’na bağlanan kent sonrasında M.Ö. 129’da Roma eyaletlerine dahil olmuş. M.Ö. 39’da ise, Roma İmparatorluğu’na bağlı Galatya eyaletinin en önemli kentlerinden biri konumuna gelmiş. Hangi ülkeye bağlı olursa olsun dönemin en önemli kentlerinden olan Sagalassos, ne yazık ki M.S 7’inci yüzyılda meydana gelen depremler, veba salgını ve Arap saldırıları nedeniyle terk edilme sürecine girmiş.
Geçmişte birçok medeniyete ev sahipliği yapan Sagalassos Antik Kenti’nde bu milletlerin tamamına ait izler görmek mümkün. Adeta yemyeşil bir cenneti anımsatan Sagalassos Antik Kenti’nde yapılan kazı çalışmalarında kente ait pek çok kalıntı sağlam bir şekilde gün yüzüne çıkarılmış.
M.S. 7’inci yüzyıldan itibaren sessizliğe gömülen Sagalassos, 1076 yılında Fransız arkeolog Paul Lucas tarafından keşfedilmiş olsa da, buradaki kalıntıların Sagalassos’a ait olduğu ancak 1824’te bir yazıtta belirtilen ifadelerle anlaşılmış. Bu tarihten 1983 yılına kadar kentte zaman zaman kısa süreli kazı çalışmaları yapılmış. 1983 yılında ise, Stephen Michell’in başkanlığında geniş kapsamı kazı çalışmaları başlatılmış. 1990 yılında, Prof. Dr. Mark Waelkens’a Sagalasoss’ta kazı yapma ve kent topraklarını araştırma yetkisi verilmiş. Zengin bir medeniyet şehri olan Sagalossos’ta kazı çalışmalarının bu kadar geç başlamasının başlıca nedenleri olarak denizden uzakta olması, kazı çalışmalarına deniz kenarındaki antik kentlerden başlanması ve bu kentin günümüze kadar değerinin anlaşılamaması gösteriliyor.
Kentte yapılan kazı çalışmalarında bulunan mimarlık, üretim, tüketim, ticaret ve yaşamla ilgili kanıtlar aynı zamanda bir dönemin tarihine ışık tutmuş. Yine bu çalışmalar sırasında kentte üretilmiş olan seramiklerin sadece Anadolu’ya değil, Avrupa, Ortadoğu ve Afrika’nın önemli antik kentlerine ticaret yoluyla ulaştığı ortaya çıkartılmış.
1990’dan sonra yapılan kazı çalışmalarında; konutlar, 2 adet Roma hamamı, aşağı ve yukarı agoralar, Apollon Klarios ve Antonian Pius Tapınakları, meydan, sütunlu cadde, kent villası, seramik üretim merkezi, tiyatro bölümü, kütüphane, çeşme, meclis binası, aşağı agorada yer alan Ares, Herakles, Zeus, Hermes, Athena ve Poseidon'un büstleri bulunmuş. Büyük bölümü ayakta kalan antik kentte en iyi durumundaki yapılardan olan tiyatro bölümü ziyaretçilerden yoğun ilgi görüyor. Ayrıca, kentin teraslı yapısının da dikkat çekici olduğunu söylemeliyiz.
UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’nde yer alan Sagalassos Antik Kenti’ne gittiğinizde, buradan çıkartılan eserlerin sergilendiği Burdur Müzesi’ni de gezmenizi tavsiye ederiz.
Sagalassos Antik Kenti’nin yer aldığı Ağlasun’a ister toplu taşıma ile isterseniz de kendi aracınızla gidebilirsiniz. Eğer toplu taşıma ile gidecekseniz;
Kendi aracınız ile Sagalassos Antik Kenti’ne gidecekseniz;
Burdur’a ulaştıktan sonra, Burdur’dan Ağlasun’a gitmek için; sol sapağı görünceye kadar Antalya yönünde güneye, D 650 otobanına ilerleyin.
Sagalassos Antik Kenti’ni gezmek için ödemeniz gereken ücret sadece 10 TL’dir. Yılın her günü ziyarete açık olan bu antik kenti, Nisan ila Ekim ayları arasında 08.30 -19.30, Kasım ila Mart ayları arasında ise 08.00 – 17.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Bölge, özellikle yaz aylarında güneşli ve sıcaktır. Hava sıcaklığı gün içerisinde 35 dereceye kadar yükselebiliyor. Bu nedenle ziyaretinizi eğer Temmuz - Ağustos aylarında yapacaksanız mutlaka şapka kullanmanız, rahat bir sandalet giymeniz, yanınızda su ve güneş kremi bulundurmanız faydalı olacaktır. Kış mevsiminde ise bölge yükseklikten dolayı soğuk ve yağışlıdır. Bu nedenle yanınızda uygun kıyafetler bulundurmanızı öneririz.
directions_bus
200'den fazla
Otobüs Firması
lock
Güvenli Ödeme
(0 Komisyon)
done
Kolay ve hızlı bilet alma
event_busy
Online İptal Kolaylığı