Urfa Kalesi

Çok sayıda medeniyete ve dine ev sahipliği yapan Şanlıurfa, gezi tutkunlarının mutlaka görmesi gereken şehirlerin başında geliyor. İster tarihe, ister doğaya, isterseniz de yöresel yemeklere meraklı olun, Şanlıurfa’da ilginizi çeken bir şey mutlaka bulabilirsiniz. 

Türkiye’deki şehirlerin büyük bölümünün gezi planının olmazsa olmazı, şehrin tepe noktasında yükselen ve ziyaretçilere muhteşem bir manzara vadeden kalelerdir. Şanlıurfa’da da tarihin izlerini taşıyan ve ziyaretçilerine şehir manzarası sunan bir kale bulunuyor. Bu kale, Şanlıurfa’nın güneybatısındaki tepede yer alıyor. Doğu, batı ve güney olmak üzere üç tarafı kayadan oyma derin savunma hendeği ile çevrili olan kalenin kuzey tarafı ise sarp kayalıktır. 

urfa kalesi

Kale iç kale ve dış kale (surlar) olmak üzere iki bölümden oluşuyor. Kalenin M.Ö. 4-5. yüzyıllarda Şanlıurfa’da hüküm süren Abgarlar döneminde yapıldığı tahmin ediliyor.  Düzgün kesilmiş kalker taşından yapılan kale, Damlacık dağının eteğindeki yükseltide yuvarlak planlı olarak inşa edilmiş. Bizans ve İslam dönemine ait kalıntıların bulunduğu kalede 24 burç var. Bugün kaleyi ziyaret ettiğimizde, kale içerisinde sadece iki sütun görebiliyoruz. Bu sütunların yükseklikleri 17.25 metre, çevresi ise 4.60 metredir. İki sütunun arası ise 14 metredir. Doğu yönünde bulunan sütunun şehre bakan yüzünün 3 metre yukarısındaki kitabede, Süryanice olarak şu sözler yazıyor:  

Ben askeri komutan Barşamaş (Güneşin Oğlu)'nun oğlu Aftuha. Bu sütunu ve üzerindeki heykeli başbakan Manu kızı, kral manu eşi, hanımefendim ve velinimetim kraliçe Şalmeth için yaptım.

Kitabede sözü edilen Manu, M.S. 240-242 yılları arasında hüküm süren Edessa Kralı IX. Manu’dur. Bu sözlerden kaledeki iki sütunun IX. Manu döneminde, anıt sütun olarak inşa edildiği anlaşılıyor. 

Kalenin dış surlarının ise, M.S. 812 yılında Arapların şehri Hristiyan saldırılarından korumak amacıyla yaptırdıkları biliniyor. Dikdörtgen şeklinde olan bu surların çevresi yaklaşık 4 metredir.  Ne yazık ki, kalenin surları büyük ölçüde yıkılmış. Bugün sadece Harran Kapısı, Bey Kapısı’na ait Mahmutoğlu Kulesi, yer yer bazı duvar ve burç kalıntıları varlığını koruyor.  Selçuklular, Eyyubiler, Memlükler, Akkoyunlular ve Osmanlılar dönemlerinde aslına uygun olarak onarılan kalenin üç cephesinde toplam 5 kitabe bulunuyor. 

Urfa Kalesinin Manzara Görünümü

urfa kalesinin manzarası

Urfa Kalesi Efsanesi

Peygamberler şeri olarak bilinen Şanlıurfa, aynı zamanda bir efsaneler şehridir.  Şanlıurfa’nın simgelerinden Balıklıgöl’ün efsanesi anlatılırken Urfa Kalesi’nden mutlaka bahsedilir. Bu efsanenin dilden dile dolaşmasıyla Urfa Kalesi, Hazreti (Hz.) İbrahim’in ateşe atıldığı kale olarak bilinir. 

Rivayete göre; Hz. İbrahim dönemin Kral’ı Nemrut’a karşı gelir ve halka putperestliği bırakıp tek tanrıya inanmalarını söyler.  Hz. İbrahim’e çok kızan Memrut, Hz. İbrahim’in öldürülmesini emreder. Bölgedeki tüm odunlar toplanır ve o güne kadar hiç görülmemiş büyüklük bir ateş yakılır. Urfa Kalesi’nin sütunlarına gerilen halatlarla Hz. İbrahim aşağıdaki ateşe fırlatılır. Ancak bu sırada Tanrı’nın hikmetiyle ateş suya, odunlar ise balığa dönüşür. Hz. İbrahim’e aşık olan Nemrut’un kızı da Hz. İbrahim’in ardından ateşe atlar. Onun da düştüğü yerde küçük bir göl oluşur. Bu göle Ayn Zeliha Gölü denilir. Balıklıgöl’e Allah’ın dostu anlamına gelen Halil-ül Rahman Gölü de deniliyor. Efsanesinden dolayı Balıklıgöl’deki balıkların kutsal olduğuna inanılıyor. 

Urfa Kalesi’nin geçtiği bir diğer efsane ise şöyledir: Şanlıurfa’nın batısından güneyine doğru uzayan sıra dağlar bulunur.  Bu dağların içerisindeki en yüksek tepenin zirvesi geniş, düz ve kayalıktır. Kayalıkların en yüksek bölümünde, kayalar içine oyulmuş, her biri sanat şaheseri olan odalar bulunur. Buraya Nemrut’un Tahtı denilir. 

Hz. İsa döneminde Şanlıurfa’da hüküm süren bir hükümdar, kötü bir hastalığa yakalanır. Hastalığına şifa olması ümidiyle Hz. İsa’yı Şanlıurfa’ya davet etmek için bir heyet ve bir mektup gönderir. Mektubunda, İncil’e inandığını ve Şanlıurfa’ya davetini kabul ederse tüm halkıyla Hristiyanlığa iman edeceğini söyler ve hastalığına çare bulmasını ister. Hz. İsa, mektupta yazılanlardan çok memnun olduğunu ancak Şanlıurfa’ya gelemeyeceğini bildirir. Hükümdarın hastalığına şifa olması için yüzüne sürdüğü bir mendili heyete verir. Heyet yola çıkar ancak Şanlıurfa’ya çok kısa bir mesafe kala bugünkü Eyyüp Sultan Makamı ismiyle bilinen yerde bir kuyuya mendili düşürür. Kuyudan mendili çıkarmayı başaran heyet hükümdara ulaşır. Hükümdar mendili vücuduna sürer ve hastalıktan kurtulur. Mendili ise peygamber mucizesi diye saklar. Mendil Me’mun hükümdarlığına kadar Şanlıurfa’da kalır. Ancak Me’mun Bizanslılarla yaptığı bir savaşta yenilir. Bu yenilginin ardından yapılan anlaşma sırasında, Bizanslılar esirleri iade etme karşılığında Hz. İsa’nın mendilini talep eder. Me’mun da mendili verir. 

Heyetin kazayla mendili düşürdüğü kuyu, bugün hem Müslümanlar hem de Hristiyanlar için kutsal bir yer olarak görülür.  Hristiyanlar her yıl mendilin kuyuya düştüğü gün Eyyüp Sultan Makamı’na gelerek adak adarlar. Urfa Kalesi’nde sütunların (mancınıkları) söz konusu dönemde bu mendil ve kuyunun hatırası için yapıldığı rivayet ediliyor. Ayrıca sütunlardan birinin altına bitmeyen su, diğer ise bitmeyen altın saklandığına inanılıyor. Eğer su olan sütun yıkılırsa şehrin su altında, diğer sütun yıkılırsa ise altın altında kalacağı söyleniyor. 

Şanlıurfa’da Görülecek Diğer Yerler

Bu şehirde görülecek yerler arasında bir sıralama yapmak gerekirse, ilk olarak gidilecek yer Balıklıgöl’dür. Ardından Balıklıgöl’ün hemen yanındaki Halil-ür Rahman Camii görülmelidir. Balıklıgöl’ün efsanesinden de yola çıkarak, bu iki mekandan sonra görülmesi gereken yer Urfa Kalesi’dir. Böylelikle bölgenin en önemli hikayesinin parçalarını birleştirmiş olursunuz. 

Şanlıurfa’ya gitmişken görmeden dönmenizi önerdiğimiz bir diğer yer ise Göbekli Tepe’dir. Dünyanın en eski tapınağı olan ve geçmişe ışık tutan Göbekli Tepe gezisi, özellikle tarih, sanat tarihi ve arkeolojiye ilgi duyan kişiler için unutulmayacak bir anı olabilir. 

Harran bölgesini gezebilir,  antik kentleri, mağaraları ve tarihi camileri dolaşabilirsiniz. Yeni yerlerin yanı sıra yeni lezzetleri de keşfetmeyi seviyorsanız, şehrin harika yemeklerini tatmanızı öneririz. 

Görsel Kaynak: benimlegez.com

Yorumlar
pelin 10 Şubat 2020 - 13:39

çok hoş

Yorumunuzu paylaşın

directions_bus
200'den fazla
Otobüs Firması

lock
Güvenli Ödeme
(0 Komisyon)

done
Kolay ve hızlı bilet alma

event_busy
Online İptal Kolaylığı

keyboard_arrow_up