Ülkemizin dört bir yanında farklı milletlerden kültürel izler taşıyan tarihi eseler bulunuyor. Bu eserlerin bir bölümü yapılan kazı ve tanıtım çalışmaları ile seyahat severlerin ilgisini çekerken bir kısmı ise hala keşfedilmeyi bekliyor. Binlerce yıl önce gizemli bir dünyaya ev sahipliği yapan Yücelen Mağaraları da, ülkemizin keşfedilmeyi bekleyen güzelliklerinden biridir. Yolunuz Şanlıurfa’ya düşerse, gizli bir tarihin saklandığı Yücelen Mağaraları’nı mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ediyoruz.
Yücelen Mağaraları, Viranşehir – Urfa karayolunun 66. kilometresinde yer alıyor.
Yücelen Mağaraları’nı yurdumuzun dört bir yanındaki diğer mağaralardan ayıran en önemli özelliği daire biçimindeki bölümlerden oluşmasıdır. Bu özelliği, her mağaranın birbirine geçişini engellemektedir. Mağaralar yüksek kayaların oyulmasıyla yapılmıştır. Bölgenin en ilginç yerlerinden biri olan bu mağaralar hakkında ne yazık ki çok fazla bilgi bulunmuyor. Tek bilinen şey; mağaraların Roma dönemine ait olduğu ve o dönemde gizli ibadet yeri olarak kullanıldığıdır.
Güneydoğu Anadolu’nun mistik havasını solumak isteyen herkesin Yücelen Mağaraları’nı ziyaret etmesini öneriyoruz.
Peygamberler şehri olarak bilinen Şanlıurfa, tarihi boyunca ev sahipliği yaptığı dinlerin ve devletlerin izlerini taşıyor. Bu tarihi kente gidenlerin mutlaka görmesi gereken yerleri sizler için derledik. Hazırsanız başlayalım!
Yücelen Mağaraları ziyaretinizin ardından, yine Viranşehir – Urfa karayolu üzerinde olan Kızlar Sarayı’nı ziyaret edebilirsiniz. Kasr-ul Benat ismiyle de bilinen Kızlar Sarayı, kalkerli kayadan oluşan tepe üzerinde geniş bir alanı kaplıyor. Kayaların üzerinde, çeşitli biçimlerde yazılmış Süryanilere ait kitabeler yer alıyor. Kayalıkların güney bölümünde beyaz kesme taşlardan yapılan sarayın kalıntıları günümüzde bile görülebiliyor. Sarayın altında ise bir yer altı çarşısı bulunuyor. Bu çarşının kapısı ve havalandırma boruları da günümüzde hala sağlamdır. Saray kalıntılarının kuzey kısmında ise mağaralar yer alıyor. Bu mağaraların tam ortasındaki büyük kaya mezarlarını gittiğinizde görebilirsiniz.
Şanlıurfa’ya gidip de Harran Ovası’nı görmeden dönmek olmaz. Bölgenin en çok ziyaret edilen yerlerinden olan Harran Ovası, şehir merkezine 44 kilometre uzaklıktadır. Her yıl çok sayıda yerli ve yabancı seyahat sever, meşhur Harran evlerini ve antik kentleri görebilmek için Harran Ovası’nı ziyaret ediyor.
Şanlıurfa ile adeta özdeşleşen Balıklı Göl, bölgenin en önemli turizm merkezlerinden biri. Halilurrahman Gölü olarak da bilinen bu gölün, Hz. İbrahim’in ateşe atıldığı yer olduğuna inanılıyor. Bu gölün hemen yanındaki Ayn Zeliha Gölü’nün ise, Hz. İbrahim’in ateşe atıldığını görünce kendisini ateşe atan Nemrut’un kızı Zeliha’nın düştüğü yer olduğu biliniyor. Efsaneleri dilden dile dolaşan Balıklı Göl, halk tarafından kutsal bir yer olarak kabul ediliyor. Bu nedenle göldeki balıklı tutmanın felaketlere yol açacağına inanılıyor.
Balıklı Göl’ün ardından hemen yanındaki Halilurrahman Cami’yi de ziyaret edebilirsiniz. Bu caminin yanı sıra, caminin kuzeyindeki Rıdvaniye Cami ve doğusundaki Selahaddin Medresesi bölgenin görülmeye değer yerleri arasındadır. Ardından, Balıklı Göl platosu içerisinde yer alan Sipahi Pazarı’na gidebilirsiniz. Burası halk arasında halıcılar ve kilimciler çarşısı olarak da biliniyor. Oldukça dar bir handır. İçerisinde sağlı sollu olarak yerleşmiş yaklaşık 30 tane taş dükkan bulunuyor. Bu pazarın en önemli özelliği, 400 yıldır her sabah saat 10.00’da dua ile açılmasıdır.
Şanlıurfa’nın en çok ziyaret edilen yerlerinden biri olan Göbekli Tepe’ye de gitmenizi öneririz. Dünyanın ilk tapınağı olarak bilinen Göbekli Tepe, Örencik Köyü yakınlarında yer alıyor. Özellikle tarihe ve arkeolojiye meraklıysanız, yolunuz Şanlıurfa’ya düştüğünde Göbekli Tepe’yi ziyaret etmelisiniz.
Son olarak Halfeti Antik Kenti’ni ve Savaşan Köyü’nün mutlaka görmelisiniz. M.Ö. 855 yılında bu yana yaşamın sürdüğü Halfeti, ülkemizde siyah gülün yetiştirildiği tek yerdir. Geçmişten günümüze birçok medeniyete kucak açan Halfeti’nin il merkezine uzaklığı 120 kilometredir. Halfeti’nin bir kısmı ne yazık ki Birecik Barajı’nın göl suları altında kalmıştır. Bu sebeple de yerleşim yeri Karaotlak mevkine taşınmıştır. Taş işlemeli evleri ve Arnavut kaldırımlı dar sokakları ile oldukça otantik bir yer olan Savaşan Köyü de, Birecik Barajı’nın sular altında bıraktığı yerler arasındadır. Hatta pek çoğumuz bu köyü gövdesi sular altında kalan, sadece minaresi görünen cami fotoğrafından hatırlayabiliriz. Savaşan Köyü’nün sakinleri köy sular altında kalınca 30 kilometre uzaklıktaki başka bir köye yerleştirilmiş.
Eğer vaktiniz olursa, gezi rotanıza yukarıda saydığımız yerlerin yanı sıra; Fırat Nehri, Fırfırlı Cami, Tektek Dağları Milli Parkı, Şuayb Şehri, Urfa Kalesi, Bazda Mağaraları, Haleplibahçe Mozaik Müzesi, Eyüp Peygamber Makamı ve Şanlıurfa Tarihi Kapalı Çarşı’yı ekleyebilirsiniz.
Şanlıurfa sadece gezilecek yerler bakımından değil, yapılacak aktiviteler açısından da tabir-i caizse bereketli bir kent. Bu şehre gittiğinizde yapacağınız ilk şey, hayatınız boyunca görebileceğiniz en otantik aktivite olan sıra gecelerine katılmak olmalı.
Halfeti’ye gittiğinizde tekne turlarına katılarak bölgeyi gezebilirsiniz. Bu tekne turlarının Zeugma Antik Kenti’ne de uğradığını söylemeliyiz.
Şanlıurfa denilince akla ilk gelen yiyecekler çiğ köfte ve kebaptır. Her iki lezzeti de bir de anayurdunda tatmanızı öneririz. Dilerseniz bölgenin yöresel yemeklerinden olan kazan kebabı, Yahudi köftesi, külünçe, yumurtalı çiğ köfte ve tepsi kebabını da deneyebilirsiniz.
Son olarak şehirden ayrılmadan önce tarihi çarşıları gezerek buralardan sevdiklerinize hediyeler alabilirsiniz.
directions_bus
200'den fazla
Otobüs Firması
lock
Güvenli Ödeme
(0 Komisyon)
done
Kolay ve hızlı bilet alma
event_busy
Online İptal Kolaylığı